Allah'ın yardımı
Ramazan'ın ilk günü, iftar sonrası bir arkadaşla buluştuk, çay içeceğiz.
Aşırı sıcak, yüksek nem, uzun saatler, bu sene Ramazan zorlayacak bizi derken, bir baktık ki akşam olmuş, iftar etmişiz de sıra çaya gelmiş.
Ne fenalık geçirmişiz...
Ne düşüp bayılmışız.
Eskiler, "Allah yardım eder" diye söylerdi de biz pek anlayamazdık.
Artık, bu seneki Ramazan'da da anlayamayan varsa, bundan sonra da hiç anlamasın zaten.
***
"Eh" dedi arkadaş, "bu Ramazan da bitti hayırlısıyla."
Herhalde dili sürçtü diye düşündüm.
Daha ilk günün iftarından yeni kalkmıştık.
Baktı, baktım.
"Daha dur, bu bir..." demeye kalmadı açıkladı.
***
"Bir bittikten sonra, gerisi gelir. Her şey o ilk günde. İlk gün tamam oldu mu, merak etme. İlk gün, kar topu gibi yuvarlanıp gider."
"Sahi..."
"Hem de nasıl sahi... Birinci gün iftara kavuştuktan sonra Ramazan tamamdır arkadaş. Bir bittikten sonra, iki de biter, üç de... Birkaç gün geçer, bir bakmışız ilk hafta dolmuş. Ağzım yüzüm derken, bayram gelir çatar. Böyledir mübarek Ramazan..."
***
İşte dediği gibi oldu.
Daha birkaç gün önce, hele dur dün bir bugün iki diyorduk.
Bakın, şimdi ilk haftayı doldurduk bile.
Hayırlısıyla bayrama da kavuşuruz inşallah.
Bugüne kadar geldiğimize göre, hepimize maşallah.
"İnşallah'la maşallah'la iş olmaz" demeyi hayat düsturu haline getiren enstitü kafalılara inat, hem inşallah, hem maşallah.
***
Allah yardım eder diyen büyüklerimiz yavaş yavaş aramızdan ayrıldılar.
Birer birer toprakla kavuştular.
Şimdilerde biz söylüyoruz o sözleri.
Hem de yürekten inanarak söylüyoruz.
***
Allah teala'nın yardımını daima gözle görülür şekilde bekleyenler yanılıyor elbet.
Bir yardım kuruluşunun erzak kolisi gibi gelmeyebilir.
Kolaylık hissetmek, zorlanmamak, fazla acıkmamak, çok susamamak, bence erzak kolisinden daha esaslı, daha elle tutulur bir şeydir nitekim.
***
"Gerçek olan, Rabbinden gelendir. O halde sakın şüpheye düşenlerden olma!" (Bakara, 147)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.