Herkes hayatının belli dönemlerinde, en az bir iki defa 'başrol' oynama şansını yakalar. Çok güzel, çok yakışıklı, çok yetenekli olmak gerekmez.

Nişanında, düğününde, sünnetinde kişi kalabalığın ortasında yer alır.

Diğerleri, onun çevresinde halkalanmıştır.

Ama o durum yalnız bir günlük saltanattır.

Ömür boyu sürüp gitmez.

Ertesi gün, büyüsü bozulmuş Kül Kedisi gibi hayat devam etmeye başlar.

Kabaklar, fareler, şık elbiseler eski haline dönmüştür.


* * *
Amma velâkin, bazıları o bir günlük saltanatın ömür boyu sürdüğünü zanneder.

Ya da en azından öyle süreceğini ümit eder, beklentisi o yöndedir.

Kimi bir doğum yapar, sanırsınız ki dünyada ilk defa bir doğum görülüyor.

O derece abartır.

Biri annesini kaybeder, sanki daha önce hiç kimse ölmemiş yeryüzünde.

Feryat, figan...


* * *
Kimi âşık olur, aşkının bütün dünyayı kapladığını zanneder.

Herkesin haberdar olduğunu, olması gerektiğini, dünyanın o aşkın etrafında döndüğünü...

Bir vakit Ruhsati de öyle hissetmiş ve sonra farkına varmış olmalı ki şöyle söylemiş:

"Daha senden gayri âşık mı yoktur

Nedir bu telaşın vay deli gönül..."


* * *
Ne güzel bir eserdir o, bilirsiniz, ne güzel.

Çok yaşayanın yüze kadar yaşadığını anlatır.

Nefsin elinden kaçmanın zorluğuna işaret eder.

Bildiğine fazla güvenerek hep burnunun dikine gitmektense, varıp iki kâmil insana danışmanın önemini vurgular.

Ne güzel öğütler verir.

Dinleyene!


* * *
Daha ilk kıtasında hemen gönle yüklenir ve şöyle devam eder:

"Hele düşün devr-i Adem'den beri

Neler gelmiş geçmiş, say deli gönül..."


* * *
İlk insan Hz. Adem'den beri kimlerin gelip geçtiğini düşünmemizi tavsiye eden bu sözler, bazen solistler tarafından yanlış söyleniyor maalesef.

"Hele düşün devr-i âlemden beri..."

İnsaf!

Kaç günde devr-i âlem, onu da söyle bari 80 günde mi, 90 günde mi?


* * *
Küçük yaştan itibaren müziğe ilgi duyuyorsun.

Ailede eğitime başlayıp dışarıda devam ediyorsun, okulunu okuyorsun.

Hayatın müzikle geçiyor.

Gece gündüz demeden 24 saat müziğin içinde yüzüyorsun.

Binlerce türkü dinliyorsun, binlerce nefes, deyiş...

Söylüyorsun aynı zamanda.

Belki çalıyorsun da...

Bunca tecrübeye rağmen, "devr-i Adem" diyeceğin yerde "devr-i âlem" diyorsan, sen ne söylediğini bilmiyorsun demektir aziz kardeşim.

Söylediğinin ne anlama geldiğini iki dakika düşünmeden ağzını açıp kapatıyorsun demektir.