New York’ta cami tartışması
New York’ta yıllardır Fatih Camii var. Bu caminin hadimi, Süleyman Efendi Cemaati. Washington DC’de bir zaman sonra Washington Türk Camii bir külliye olarak yükselecek. Yine Washington DC’de İslam Kültür Merkezi güzel minareleriyle göz alıyor. Süleyman Efendi Cemaatinin Amerika genelinde onlarca merkezde Kur’an-ı kerim hizmetleri olduğu gibi Gülen Cemaatinin de onlarca yerde eğitim merkezleri, mescidleri, yayın kuruluşları, keza Menzil Cemaatinin mescid ve çalışma mekanları bulunuyor. Aynı şekilde diğer İslam memleketlerinden Müslümanların da cami ve hizmetleri mevcut.
Amerika’da gayriresmî olanlarla birlikte 10 milyon civarında Müslüman mevcut. Bu rakamı yerli Müslümanlarla birlikte daha yukarıya çekmek mümkün. 300 milyonluk ülkenin yüzde 5’i Müslüman denebilir.
Türkler bir milyon denebilir.
Bazı Müslümanlar ülkelerinden kopmuşlar. Bazıları ise burada doğup büyüdüğü halde, mesela bazı Türkler, İstanbul’da yetişmiş gibi gayet güzel Türkçe konuşmaktalar. Bunun sırrı şu, İslamiyet, mensuplarının din ve huzurlarını koruduğu gibi ana dilleri de muhafaza ediyor. Bu doğru aynen Avrupa için de vaki.
Bunları neden yazdık?
Amerika Müslümanlarla yeni tanışmıyor. Öyleyse neden New York’ta Sıfır Noktaya yakın yere cami veya tam adıyla İslam Kültür Merkezi yapılma projesi halkı giderek artan bir tartışmanın içine çekmekte?
Şu adı geçen cemaatler, daha bazı benzerleriyle birlikte ABD başta olmak üzere kıtada cami, kültür merkezi, okul, televizyon ve gazete olarak dinî ve sosyal hayatlarını kaç nesildir devam ettirmekteler.
Çünkü sünni Müslümanlardan kimseye zarar gelmemiştir. Gelmez de. Ehli sünnet/sünni itikatta insan hayvan, dinli dinsiz, müslim, gayrimüslim kimseye zarar vermek caiz değildir. Hak sadece Mülümanlar arası değildir. Hak, Müslüman olanla olmayan arasında da bir müessesedir. İhlali iki dünyada da mahkemeyi şart kılar.
Öyleyse özgürlükler ülkesi, denilen ABD’de bir dinî külliye yapılma isteği neden bu kadar saldırı ve hakaret mevzuudur?
Karşı çıkanların bazısı fanatik Hıristiyanlar. Bazısı ise gözleri korkmuş olanlar. 11 Eylül muammasında kalınmadı, sonrasında da arada bir nefret uyandıran eylemler sürdürüldü. Bu yüzden bir kısım Amerikalıların zihninde Müslüman eşittir terörist hükmü yer etmiştir. Bu o kadar yanlış ki. Bu dünyada Müslümanın olamayacağı tek şey terörist olmaktır.
İslam adına ortaya çıkan bu eylemciler ne?
Onlar, batılı emperyalistlerin vaktiyle İslam topraklarına ektikleri fitne tohumlarının mahsulüdür. İslama dair sanılıp da İslamla ilgisi olmayan akidelerin marjinal bağlıları. İşte bunlara bakarak İkiz Kulelerin yerine yakın bir külliye/kompleks inşasına mani olmaya çalışmaktalar. Dava, protesto, tartışma her yol deneniyor. Halbuki New York Belediyesi izin verdi. Anıtlar Kurulu izin verdi. Başkan Obama destek verdi ama aşırılarla gözü korkmuş olanlar, başka toplumlarla barışık yaşamayı hazmedemiyorlar. Halbuki ABD tek millet değil. Danimarka bile minareli ve ezanlı bir yeni hayata hazırlanırken modern New York dar anlayışların kuşatmasında.
Barack Obama için denilenlerle bu cami inşası arasındaki zamanlama ayniyetini gözden kaçırmamalı. ‘O bir Müslüman!’ inancındaki Amerikalı sayısı yüzde 25’i buldu. Bu topraklarda hak eden bir Müslüman başkan olamayacaksa hangi özgürlükten söz edilir. İslamafobyanın hortlatılması düşündürücüdür.
ABD, ekonomik sıkıntılarına, Irak, Afganistan çıkmazlarına bir de fanatikleri eklerse işi zor. Obama’yı bile hedefe oturtabilirler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.