Yahya Kemal, Türk milletini ‘Ordu-milletlerin en çok dövüşen en sarpı’ diye tarif eder. Bir millet düşünün ki her ferdi askerdir. Birçok insanın ismi, soyismi er’dir askerdir. Birçok insanın ismi, inkılap kanunlarına rağmen paşa’dır.
Kefen giymiş dağlarına kulak verildiğinde ‘Karlar Şahit Olsun ki 90 Bin Şehidiz!’ Seslerini işiteceğiniz Sarıkamış’ta kendi boyunda karlar içinde askerlik yapmış, askerliğe dair onlarca fikir üretilmiş makalenin sahibi sıfatıyla bu satırları yazıyorum.
Dedelerimiz şehid oldu.
Onların arkadaşları 10 yılları bulan askerlikler yaptılar.
Babalarımız, amcalarımız, dayılarımız 2.5 ile 4 yıl arasında askerlikler yaptılar. Bizim nesil 18 ay yaptı, teğmen rütbesiyle kışladan çıktık.
Bunlar o dönemlerin mecburiyetleriydi.
Sıcak dünya savaşları arkada kaldı.
Soğuk savaş dönemi bitti.
Kemiyetten çok keyfiyet ağırlık kazandı.
İnsansız uçak verilerinin tartışılması her şeyi anlatmıyor mu?
Bu sebeple TSK’nın da her anlamda yeniden yapılanması dönemindeyiz. Genelkurmay başkanı dünyada savunma bakanına bağlıysa bizde de olsun. Bu ne onun ve ne de ordumuzun değerini düşürür. Aksine gündelik tartışmaların dışına çıkartır.
Aşağıdaki maddeleri daha evvel uzun yazmıştık. Görüşlerimizi bir kere daha şöylece özetleyebiliriz:
-Astsubay sınıfına gerek yoktur.
Devir hizmet alma devridir, bu sınıfın yaptığı hizmet kademeden karavanaya, elektroniğe kadar dışardan sözleşmeli kadrolarla temin edilebilir.
-Şehirli toplum olduk, artık jandarmaya da ihtiyaç yoktur.
-Yedek subay sınıfına da ihtiyaç yok.
-Üniversite mezunlarının beyinleri ülkeye hizmet etsin.
-Yeni ortaya atılan 9 ay askerlik de çare değil.
Çare profesyonel orduya geçmektir. 9 ay şöyle çare olabilir. Bahsettiğimiz bazı sınıfları kaldırmak ve profesyonelliğe geçmek sabahtan akşama olamaz. Arkada boşluk önde acemilik bırakmamalı. Çünkü gelecek zamanlarda yakın ve uzak bölgemizde Türkiye tam aktör olacaktır. O zaman güçlü ordu olmazsa olmaz bir değerdir.
Günümüzün en ciddi problemlerinden biri üniversite mezunlarının askerliğidir. Bu tahminlerin ötesinde bir büyük çıkmaz. Tehlikeli şekilde beyin göçüne yol açmakta. 25 yıl emek verdiğimiz gençleri devşirme gibi kalkınmış memleketlerin hizmetine sunmaktayız. Giden de çok kere gelmiyor. Gençler ya askerlik yapamadığı için hakkıyla bir iş tutamıyor veya yabancı ülkelerin yolunu tutuyor.
Profesyonel askerlik başlarsa bunlar kökten hallolacaktır.
Ancak o sisteme geçene kadar paralı askerlik şarttır.
400 bin genç kapıda.
Bu ne demektir?
Bir ordu bekliyor.