Ekrem Kızıltaş

Ekrem Kızıltaş

Bu kadar da mı kör bu adamlar?..

Bu kadar da mı kör bu adamlar?..

Yıllardan beridir bir türlü çözülemeyen ve kısa sürede çözülebileceği hususunda da herhangi bir emare olmayan başörtüsü yasağının, belki de en ilgi çekici taraflarından birisi, yukardan birilerinin hukuka aykırı olarak uygulanması kararı aldığı yasağı, fiilen tatbik etmekle görevli kişilerin durumu...

Herhangi bir okulun kapısında güvenlik görevlisi olarak çalışmakta olan ve yapacakları arasına, günlerden bir gün, 'başörtülü olanları okula almayacaksın' emri dahil edilivermiş birisini düşünün...

Konuyla alakalı olarak ne düşündüğü kimse tarafından sorulmayan ve kanunsuz olduğunu bildiği emri uygulamak zorunda olan bu kişi, büyük bir ihtimalle ciddi bir sıkıntıyla karşı karşıya kalır.

Kendisine verilen emri yerine getirmekten başka çaresi olmadığını varsayacağımız bu kişi, kapısında bulunduğu kurumun müdavimlerinden olabilecek komşusunun çocuğunu, belki yeğenini ve hatta kızını bile, inançlarının gereği olarak başörtüsü taktıkları için durdurmak zorunda kalacaktır artık...

90'lı yılların sonunda İmam-hatiplerde okuyan kız öğrencileri başörtüsü ile okullara sokmamak için bu okulların önünde görev yapan polislerden kaçı, başörtüsü sebebiyle kendi evladını bile engellemek durumunda kaldı acaba?..

Başörtüsü yasağı ile ilgili yaşananlar arasında bu ve bunun gibi travmalar çoktu muhakkak ve halen yaşanmakta olanlar da vardır.

Başörtüsü, daha doğru bir ifade ile tesettür konusuyla alakalı olarak, ülkemizdeki elit kesimin ciddi bir problemi olduğu aşikar.

Bu kesimin bir kısmı, belki tesettürün doğru bir şey olduğu ve ama kendileri tatbik edemedikleri halde başkalarının yapıyor olmasının, kendilerini sıkıntılı bir duruma düşürdüğüne inanıyor olduklarından, ellerinden geldiğince mani olmaya çalışıyorlar...

Bu ülkenin insanı olup da, aile geçmişinde tesettürle tanışmamış ve hemhal olmamış birisinin olduğunu düşünmek mümkün değil çünkü.

Annesi, anneane ya da babaannesi tesettürlü olan birisinin, ülkedeki kadın ve kızların tesettüre tabi giyinmesi ile ciddi şekilde uğraşması, üzerinde ciddi şekilde durulması gereken bir husus.

Tabii ki, aidiyet ya da başka sebeplerle, ülkemizin inanç değerlerine ve onun yansımalarına şiddetli bir şekilde düşman olduğunu varsayabileceğimiz birileri de muhakkak vardır. Ama bir şekilde onlarla birarada bulunup, onların bu kasıtlı davranışlarını Milletimiz lehine frenlemesi gerekenlerin, neden onlarla beraber saf tuttuklarını ve başörtüsü karşıtı koroya katıldıklarını anlamak epey zor...

CHP'nin anayasa değişikliklerinin oylanacağı referandumla ilgili hazırladığı afişlerden birisinde yer alan, 'Müslüman kadınların rahibe gibi örtünmesi' şeklindeki cümle, tesettür meselesinde gelinen belki de en vahim noktalardan birisi...

İstanbul'da bilboardlara asılan afişlerde yer alan bu ifade, zaman zaman çarşaf giyen ya da başörtüsü takanlara yönelik gösteriler yapmaya heveslenen CHP zihniyetinin gelebildiği son aşamayı gösteriyor.

Büyük ihtimalle tesettürlü bir annenin evladı ya da en kötü ihtimalle tesettürlü bir anneane ya da babaannenin torunu tarafından bulunan bu müthiş (!) ibare, benzer yapıda birisi tarafından grafiği hazırlanıp, yine benzer yapıda birileri tarafından bastırılarak asılmıştır...

CHP'liler de bu ülkede yaşamaktadırlar ve yapıp ettiklerinin ne manaya geldiğini elbette bilmektedirler. Bu türden afişler asarak içlerindeki şedid tesettür düşmanlarını memnun ettiklerini düşünüyor olabilirler belki... Ancak başta kendi annelerini, anneanne ya da babaanelerini üzdüklerinin farkına varamayacak kadar da mı kör bu adamlar?..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ekrem Kızıltaş Arşivi