Arkadaşlarımdan biri,17 Ağustos depreminden birkaç gün sonra uyduruk uyduruk dua kitapları çıkaran bir yayın evini arayıp; ‘ Affedersiniz, deprem duası kitapçığınız var mı?’ Diye sormuş. Yetkili, şöyle cevap vermiş: ‘Şimdilik bildiğiniz duayı okuyun, en kısa zamanda çıkaracağız inşallah.’ demiş… Evet, ‘güler misin ağlar mısın’ dediğinizi işitir gibiyim…
O yayın evinden çıkan dua kitaplarına baktığımızda; rüyasında efendimizi görmek isteyenlerin okuyacağı dua, zengin olmak isteyenlerin okuyacağı dua ve benzeri birçok dualar… Tamamen uydurma olan bu kitaplar maalesef birçok kimseler tarafından hala kabul görülüyor…
Aynı firmayı arayıp: ‘affedersiniz, uçak düşerken okunacak duanız var mı?’ diye sormak isterdim, fakat telefonda sorarken gülüp pot kıracağıma inandığım için sormuyorum…
Biz yine de işi ciddiye alıp başlığımızı masaya yatıralım… Evet… Son yıllarda uçak seferleri arttı ve uçağa binmeyenimiz neredeyse kalmadı gibi…
En güvenilir taşıt olan uçaklar kaza yapmaktan beri değildir… Dünyanın her yerinde en güçlü firmaların bile uçakları yaz kış demeden yere çakılabiliyor… Toplu ölümlerin yaşandığı uçak kazaları kadere iman konusunda sorun yaşayanları doğal olarak tedirgin ediyor… Oysaki insan vaktinde ölür…
Özellikle türbülansa giren uçağın sarsılması ve uçak içinde çıkardığı sesler türbülansa alışık olan kimseler dışındaki yolcuların tamamını korkutur… Birkaç sene önce memleketim Malatya’dan İstanbul’a ailemle yolculuk yapıyorum… Uçağın havalanmasından birkaç dakika sonra çok ciddi bir şekilde sarsıldı ve uçak içinde çıkan garç-gurç sesleri ‘noluyoruz!’ dedirtti… Bu kadar şiddetli bir türbülansa ilk kez şahit oluyordum.
O an insanın aklına çocukları falan gelmiyor… Sadece ve sadece ölüme hazır olmadığımız ve işlediğimiz günahlarımız gözlerimzin önüne geliyor… Tüm günahların bağışlanması için en içten yapılan o dualar uçağa binmeden çok önceden yapılmalıydı… Daha doğrusu işlenen günahların hemen akabinde tövbeler edilmeliydi…
Kaptan: ‘sayın yolcular on dakikaya kalmaz düşüyoruz.’ Deseydi acaba günahlarımıza tövbe edecek gücü kendimizde bulabilir miydik? Ölüm kesin gibi gözüken bir durumda yapılan tövbeler ne derece samimi olurdu acaba? Düşen uçaklardaki yolcuların korkudan ölenlerin dışındaki inançlı ve inançsız yolcuların yapmış oldukları duaları çok merak ediyorum…
Bir anlık kendimi düşen uçaktaymışım gibi hissetmeye çalışıyorum… Düşen her uçaktaki yolcuların tamamı ölmüyor. Demek ki kurtulma ihtimali az da olsa var demektir… Bu azıcık ihtimal bile insanı dua etmekten alıkoymaz ve koymamalı… İyi tamam da o an nasıl dua etmeli? Hani olur da ölüm bizlere uçakta gelebilir…(Böyle ölümlerden Allah’a sığınıyorum.)
Evet… Bindiğimiz uçak düşerken o an korkudan ölmemişsek, sanırım Allah’ın rahmetine sığınmaktan başka çaremiz olmayacak… Hiç kimse salih amellerine güvenerek cenneti kendisine garanti görmesin. Allah’ın rahmeti olmazsa cennet kapısı herkese kapalıdır…
İyi Tamam da uçak düşerken okunacak bir dua şekli yok mu? Diyenler için söylüyorum: ‘bu gibi durumlarda sanırım okunacak en güzel dua; inna lillahi ve inna ileyhi raciun’dur.’
İçinizden nasıl dua etmek geliyorsa öyle dua edin… Sanırım en önemlisi, o gibi durumlarda yapılması gereken duayı günlük hayatımızda yapmak… Bu satırları yazarken aklıma konumuzla alakalı bir ayet geldi. Onu sizinle paylaşayım: ‘Denizde başınıza bir musibet geldiğinde, O’ndan başka bütün yalvardıklarınız kaybolup gider. O sizi kurtarıp karaya çıkardığında, (yine eski halinize) dönersiniz. İnsanoğlu çok nankördür.(İsra-67)
Demek ki musibet anlarında insan sadece Allah’a yalvarırmış… Ölü ya da diri kimseden yardım istenmezmiş… Bunu öğrenmiş olduk… Devam edelim:
‘’ Gemiye bindiler mi din husûsunda yalnız onu tanıyarak ihlâsla Allah'ı çağırırlar, fakat onları karaya çıkarıp da kurtardık mı o zaman derhal şirk koşarlar.’ (Ankebut-65)
Demek ki musibetten kurtulmak için içten ve ihlâsla yalvarılıyormuş… Belki de Allah’a yapılan duaların en katıksızı, en şirksizi… İşte o musibet anında yapılan duayı günlük hayatımızda yapabilmek… Bütün sıkıntı inanarak dua yapmamamızda aslında…