Saldırgan laiklik ve Papa...
Bir zamanlar bu ülkede yaşayan bizler, küçüklere ve özellikle de büyüklere yönelik masalların ciddi şekilde etkisi altında idik.
Bütün dünyanın kesinlikle laik olduğuna inandırılmıştık mesela.
O kadar ki Türkiye'de uygulanan laikliğin diğer ülkelerde uygulananların yanında yunmuş-yıkanmış olduğunu bile düşünür, halimize şükrederdik.
Zamanla istisnalar, daha doğrusu istisna olduğunu düşündüğümüz şeyler keşfetmeye başladık...
Birçok batılı ülkede nikahların kiliselerde ve doğal olarak din adamları tarafından kıyıldığını öğrenince, şaşırdık...
Sonra seçilerek işbaşına gelenlerin, inandıkları kitaba el basarak yemin ettikleri dikkatimizi çekti...
İlginçtir, batılı ülkelerde Müslüman seçilmişler de Kur'an-ı Kerim üzerine yemin ettiriliyordu...
Dinin büsbütün hayattan kovulduğu rivayet edilen batılı ülkelerin hemen tamamında, dinin hayatın ta merkezinde yer aldığını farketmeye başladık sonra...
Okulların kiliselerle sürekli yakın mesaide bulunduğunu; özellikle ilk ve ortaöğrenim talebelerinin hemen her gün bir şekilde kilise ya da şapellere gitmeleri için zemin hazırlandığını öğrenmek, hafif şoklar geçirmemize sebep oldu.
Özellikle de batılı ülkelerde yaşamakta olan Müslümanların, hemen her hususta, ülkemizdekinden daha rahat oldukları gerçeği, kafamızı karıştırdı...
Sonra ama çok sonra anladık ki, bizim teker teker öğrendiğimiz ve her öğrendiğimizde şaşırdığımız şeyler istisna değil kural imiş.
İstisna olan, çöküşe kadar bazı sosyalist/komünist ülkeler ve bizdik...
Dünyanın hemen her ülkesinde var olduğunu söyledikleri ve bize tatbik etmeye çalıştıkları şey ise laiklik filan değil, düpedüz komünizm gibi bir şeydi...
Sosyologlar, en azından cesur olanları, bizde uygulanmakta olan laikliğe önce 'bize özel laiklik' adını taktılar...
Yıllarca süren tartışmalardan sonra geldiğimiz nokta ise Türkiye'de uygulanmaya çalışılan şeyin 'saldırgan laiklik' olduğu gerçeğinin toplumun büyük bir bölümü tarafından anlaşılması ve kabul edilmesi oldu.
Bizi baştan beri bu türden hikayeler anlatmak suretiyle kandıranların, aslında laik değil laikçi oldukları gerçeği de böylelikle ortaya çıktı...
Katoliklerin dini lideri Papa 16. Benediktus'un geçtiğimiz günlerde İngiltere'ye yaptığı ziyaret sırasında söyledikleri, vaktiyle bizde uygulanmaya çalışılan bazı usüllerin, genel olarak batı ülkelerinde de uygulanmaya çalışıldığını ortaya koyar nitelikteydi. Ya da Papa öyle düşünüyordu.
Yahudi soykırımına Nazilerin dini terketmesinin sebep olduğu kanaatini dile getirdi Papa ve Hıristiyanlığın radikal bir ateizmle karşı karşıya olduğunun altını çizdi...
Papa'nın en önemli sözlerinden birisi de, farklı formlar altındaki saldırgan bir laikliğin dini özgürlükleri tolere edemediğini dile getirmiş olmasıydı...
Dinin kamusal alandan çıkarıldığını vurgulayarak bu durumu protesto etmeyi ihmal etmeyen Benediktus; toplumsal uzlaşmanın sadece politika ile sağlanamayacağına dikkat çekerek, dinin özel alana hapsedilmesinden vazgeçilmesi çağrısı da yaptı..
Papa'nın, Hıristiyanlığın değerlerinin korunması çağrısında bulunup, açıktan laiklik ve ateizmi hedef alan konuşmalarını, çoğunluğu Anglikan mezhebine bağlı olup, sadece yüzde 10 civarında bir nüfusun Katolik olduğu İngiltere'de yapması, çeşitli açılardan manidardı belki. Ancak Papa tarafından dile getirilen hususlara baktığımızda, vaktiyle bizim çok çektiğimiz ve hâlâ da çekmekte olduğumuz bazı sıkıntıların bir şekilde Avrupa'da da yaşandığı anlaşılıyor...
Papa'nın çıkışı bundan sonra nelere sebep olabilir bilmiyoruz ama, dini özgürlükleri tolere etmekte başarısız olan saldırgan laikliğin istikbali pek parlak gözükmüyor...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.