Beşiktaş bu sezona kaliteli transferlerle başladı. UEFA Avrupa Ligi'nde gruptan çıkmayı hemen hemen garantilemiş gibi. Ancak Schuster'un elindeki kadro, futbol olarak bekleneni veremiyor. Zayıf bir rakip olan CSKA Sofya maçında ciddi pozisyon sıkıntısı çekildi. 3 puan son dakikada duran topla geldi. F.Bahçe derbisi farklı kaybedilebilirdi. Sonlarda penaltıyla 1 puan kurtarıldı. İnönü'de de Antalya maçı son dakikada kazanıldı. Trabzon deplasmanı ise 3 puan kayıpla kapatıldı. Bana göre Beşiktaş'ın en verimli yeri orta sahası. Ön libero Ernst'nin devamlılığına, profesyonelliğine, dinamizmine benzer yapıda Mehmet Aurelio katkısı geldi. Ayrıca genç Necip de var. Guti de fizik olarak tam hazır olmasa da, ileriye iyi servis yapan kaliteli bir orta saha. Tabata da oynayacağına inandırılırsa her zaman faydalı olur. Ancak forvette ve defans blokunda sorunlar var. Zaman zaman fayda sağlasalar da Nobre de, Bobo da birinci sınıf santrfor değil. Ayrıca istikrarları da yok. Nihat geçen sezon başından beri kendine gelemedi. Holosko da eksiklerini giderip bazı önemli yeteneklerini geliştireceğine tam tersine geriye gidiyor. Bütün yük Quaresma'da. Yetenekleri tartışılmaz, ancak Portekizli oyuncu, adam eksilten özelliklerini tehlike bölgelerinin yanında gereksiz yerlerde de kullanıyor. Bu da kollektif yapıya zarar veriyor. Üstelik fizik gücünü ekonomik kullanımını da engelliyor.
Defans blokuna gelince; Ferrari sakat. Zaten formda da değil. Sivok sakat, Ekrem sakat. Hilbert'in kanat savunucusu özelliği yetersiz. İsmail'de de benzer sıkıntı var. Buna bir de, defans blokunun -Avni Aker'deki son canlı örnek- çağ dışı ofsayt taktiği eklenince rakibin pozisyon yakalaması kaçınılmaz hale geliyor. Aslında Ernst'in yanında Aurello, Necip devamlı oynuyor. Bu tip sağlam 2 ön liberoyla defans bloğunun çok daha az pozisyon vermesi lazım.

ÜZÜLMEZ NEREDE!
Schuster'in bence Trabzon deplasmanını da iki önemli hatası vardı. Birincisi; bu tip zorlu maçlarda deneyimli ve yürekli İbrahim Üzülmez yedek kalmazdı. Kadıköy'de mecbur kalındığında hayatında ilk defa sağ bekliğe soyundu. Onu bile başardı. İkinci büyük hata da; ofsayt taktiği uygulamak. Takımın en önemli silahı olan orta saha oyuncuları Perşembe-Pazar taşıdıkları ağır yükten dolayı oyundan düşünce Schuster'in ofsayt taktiği daha fazla baş ağrıttı.

Ertuğrul Sağlam'ın rotasyon yanlışı
Şampiyonlukta iddialı takımlar puanlar kaybedip sıkıntılar yaşarken, seri galibiyetlerle puan cetvelinde büyük avantaj yakalayan Bursaspor, Ertuğrul Sağlam'ın gereksiz ve yanlış rotasyonda ısrarı yüzünden İstanbul'da 2 puan kaybetti. Takımın en önemli hücum gücü Ali Tandoğan- Volkan işbirliği. Ali, kulübede otururken yapısına ters gelen Mustafa Keçeli sağ bek. Keçeli bu yerde tahminimden de iyi oynadı. Ama Volkan'la aralarında hiçbir bağlantı kurulamadı. Insua daha arkadaşlarına alışmadı. Üstelik orta sahada Hüseyin ve Bekir'e tam yabancı. Belediye'nin defans blokunun ortasında sorun var. Bu bölgedeki iki çok iyi yabancıları uzun süredir sakat. Metin de cezalı. Her zaman hata yapabilen Can ve Ferhat yan yana. İlk yarıda atağa seyrek çıkabilen Bursa'da, Volkan bir kez içeri kat etti ve Can'ı kolayca geçti.

SERCAN İÇİN BAROS GÜZEL BİR ÖRNEKTİ
Belediye'nin yerden hatalar yapan ve dönüşlerde ağır bu iki stoperinin en büyük ilacı Sercan. Üstelik bir hafta evvel benzer yapıda Baros örneği var. 60 dakika oynayan Baros zorlanmadan hattrick yaptı. Sağlam, ağır, fizik olarak hazır olmayan Turgay'ı santrfor oynatarak Belediye'nin ekmeğine yağ sürdü. Daha sezon başı önümüzdeki hafta milli maç arası var. Üstelik Sercan daha 20 yaşında, Glasgow'da da son 30 dakika oyundan çıkmış. Bütün bunları göz önüne alırsak Sağlam'ın bu rotasyonundan hiçbir şey anlamadım.


Güneş'in Ceyhun hamlesi ve Hilbert
Trabzonspor'un zirve yarışında iddialı olmak için 3 puana ihtiyacı vardı. Şenol Güneş maç öncesi sıkıntılıydı. Bilhassa defasın ortasındaki 2 eksik önemliydi. Umut bu sene formsuz. Alanzinho ortalarda yok. Güneş Jaja'da da aradığını bulamadı. Teofilo iyi şeyler yapmaya çalışıyor, istekli. Ama ikinci sınıf bir santrfor. Bu tabloda Güneş, genç Mustafa'ya stoperde görev verdi. Selçuk ve Colman'ın orta sahadaki ağır yükünü de yetenekli Engin'le gidermeyi düşündü. İlk yarıda Trabzon maça hükmeden taraftı. En önemli sorun Yattara ve Burak'ın Cale ve Serkan'a defansif yardımda yetersiz kalışlarıydı. Serkan çabukluğu ve fizik gücüyle sağ kulvarı kapattı. Ama aynı çabuklukta olmayan Cale, gerekli yardımı almayınca Hilbert'in kanat bindirmeleri çok tehdit etti.
Şenol Güneş 2. yarıya yerinde bir oyuncu ve görev değişikliğiyle başladı. Ceyhun'u orta sahaya alarak bu bölgeyi daha sağlamlaştırdı. Engin'in sol kanada çekti. Engin etkili driplingleriyle Hilbert'in kulvarından hücuma ağırlık kazandırırken, Alman oyuncunun ilk yarıdaki ofansif gücünü de kaybettirdi. İkinci yarıdaki erken skor avantajı rakibin takım savunmasını iyice arızaya uğratınca ortaya çıkan elverişli ortamı 3 puanı garantilemek için değerlendirilemedi. Çünkü Engin ve Colman bencil davrandılar. Burak da zaten futbolu bilmiyor. Güneş sanırım artık anlamıştır. İlerde 3 forvet, arkalarında Alanzinho ve Jaja olursa, Colman'ın da bazı önemli maçlar dışında devamlılığı olmadığını göz önüne alırsak yalnız kalan Selçuk'la savunma güvencesi oluşturmak mümkün olmaz. Böyle bir kadro yapısını Manisa örneği her takım cezalandırabilir.