Bir derviş yanlış ata oynasa ne olur ki
Ülke TV’de dini konuları bilgisayar terimleriyle anlatabilme maharetini gösteren Mehmet Ali Bulut’un Haber 7’deki “Yanlış Ata Oynayanlar” başlıklı son yazısında, insanın kanını donduracak çapta bir faydacılığın nasıl olup da bir dindarın üzerine böylesine rahat bir biçimde geçebildiğini hayretle görmüş olduk.
Dindarın hayata ilişkin tutumunun “hep doğru ata oynamak”, “kendini güncelleyip gidişatı iyi okumak”, “kazanmak” şeklinde izaha kalkışılmasının ürkütücülüğü, geri kalan dindarlar tarafından hissedilmiyorsa, söyleyecek söz kalmamış demektir.
Yazıda, üçüncü şahıslara atfen söyletilen sözler ise hepten meselenin bir tüccar mantığı çerçevesinde ele alındığını ve dindarın bu dünyaya özgü bir “kazan kazan” ameliyesi içinde yer aldığını, üstelik hep “kazanmak” için kendini sürekli “güncellemesi” gerektiği düşüncesi, gözünü budaktan sakınmaksızın savunuluyor. Yazı bu haliyle dindarlığın ve dindarların siyasi tercihlerinin müdafaasından çok, Nazi matbuatının tefeci Yahudileri karalamak için yaptıkları karikatürlerdeki tipolojilerin Müslümanlar aleyhine de kullanılabilir hale getirilmesinin sağlaması gibi duruyor.
Bulut’un “Dincilik ve Kürtçülük konularında aşırı teyakkuzu vardı” dediği rahmetli Kayınpederine vaktiyle söylediği şu söze bakar mısınız: “Bir gün gelecek damadın olduğum için sevineceksin. Çünkü sen kaybeden, ben yükselen taraftayım. Siz azalıyorsunuz biz çoğalıyoruz.”
Soru: Adam madem kaybedecek, o halde kaybetme durumu vuku bulunca niye sevinsin ki?
Cevap: Çünkü kendisi kaybettiğinde damadı kazanacağı için kayınpederin bundan kendisine bir pay çıkartması gerektiği düşünülüyor.
Bulut, rahmetlinin vefatına yakın görüş değişikliğini ise şöyle dile getiriyor: “Bir gün AK Parti ile ilgili konuşuyoruz. 2004 yazı. Ben muhalifim o zamanlar, Sayın Topbaş’ın fevri bir tavrından dolayı mesafeli duruyorum AK Parti’ye. Baktım o övüyor. ‘Güzel şeyler de yapıyorlar. Bunlar eski dinciler gibi değil’ diyor. Kendisini güncellemiş, gidişatı anlamış ve genelde olduğu gibi, doğru yerde karar kılmayı bilmişti. Aşılması çok zor merhaleleri aşarak kendine göre kâmil bir noktaya gelmişti. Mekanı cennet olsun!”
Soru: Kayınpeder Ak Parti için müspet sözler ettiğinde Bulut Ak Parti’ye mesafeli olmasına rağmen niye durumdan memnun olmuştur? Yoksa 2004 yazında gidişatı anlamayıp aslında doğru atın üstünde olmayan Bulut mudur?
Cevap: Bulut 2004 yazı itibariyle henüz hangi ata binmesi gerektiği konusunda kararsızdır.
Soru: Kayınpeder AK Parti’yi överken “bunlar eski dinciler gibi değil” sözüyle kastettiği “eski dinciler” kimlerdir?
Cevap: 2004 yazı itibariyle Bulut’un muhayyilesinden bakıldığında “eski dinciler” bambaşka atların sırtında finiş çizgisi yerine “yanlış” diyarlara göçüp gitmişlerdir.
Mehmet Ali Bulut bizi bağışlasın ama şu sıralar çokça dillendirilen “değişime, dönüşeme ayak uydurmak, kendini güncelleyip şartlara adaptasyonda bulunmak, dünyanın gittiği yönün tersine kürek çekmemek” klişelerinin yerine Hoca Nasreddin gibi “Ayağımı bastığım yerdir dünyanın merkezi” restini çekmenin daha dervişçe bir tavır olduğunu bilmek ve en azından bunu özlemek daha evladır diye düşünüyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.