Gayet büyük çaplı, devasa olarak nitelenen olayların, minicik modelleri vardır hayatımızda.

"Makronun, mikroda görünmesi" şeklinde niteleyebiliriz.

Bir ülkeyi yönetmenin, aile yönetmeye benzemesi gibi.

Ekonomisiyle, eğitimiyle, güvenliği ve daha birçok yönüyle biri diğerini andırır.

Böyle bir benzetmeyi abartılı hale çevirmek isteyenler, kimi zaman aile yönetmenin ülke yönetmekten daha zor olduğunu da dile getirirler.

En azından bazı aileler için.

* * *

Haksız olduklarını söylemek de zordur doğrusu.

Mesele nicelikte değil çünkü nitelikte.

Ara sıra söylerim, eski ABD başkanı Bay Buş gelse, bizim mahallede muhtarlık yapamaz.

Yönetme yeteneği ayrı dava, bir şekilde aday olabilse dahi seçilemez.

* * *

Bazen de hakkında "muhtar bile olamaz" diye karar verilen kişilerin, kısa süre sonra başbakan olduklarını görürüz.

Görür de o manşeti atanların yüzü hiç kızarmadı mı diye merak ederiz.

* * *

Deniz Baykal bir kaset operasyonuyla gönderilip yerine Kemal Kılıçdaroğlu CHP'ye Genel Başkan olarak getirildiğinde, bu kardeşiniz Kemal Bey'in "lider" olamayacağını iddia etmişti.

Kimileri kızdı.

Belki de haklıydılar kendilerine göre.

Büyük umutlarla göreve başlayan biri için, hem de daha yolun başındayken böyle bir hüküm vermek, biraz acelecilik olarak görülebilir.

* * *

O iddiada bulunmak için uzun uzadıya tahliller yapmak, aylarca yıllarca beklemek gerekmez.

CHP'yi tanıyoruz; nasıl bir yapı olduğunu biliyoruz.

Ve açık yüreklilikle belirtmeliyim ki bir gün Kemal Bey, beni şaşırtırsa, özür dilemek boynumun borcudur.

Numaradan değil, ciddin mahcubiyet duyacağımı ve yüzümün kızaracağını da garanti ederim.

* * *

Fakat... İşte fakatı var bu işin.

Gelişmeleri takip ediyor ve mahcubiyet duyma ihtimalinin günden güne azaldığını görüyoruz.

Genel Başkan Kılıçdaroğlu konuşuyor, bir milletvekili çıkıp "O görüş Sayın Genel Başkanımızındır, partiyi bağlamaz" diye açıklama yapıyor.

CHP'nin Çankaya'daki davete katılmayacağını, Kemal Bey televizyondan öğreniyor.

Önder Bey, bir takım gelişmeleri, yazışmaları ona haber vermiyor, yine bilgi kaynağı ekran...

Bazı açıklamaları üzerine eski Genel Başkan Baykal, Kemal Bey'e uzunca nasihatta bulunuyor.

* * *

Kırk yıllık Kâni, iki sallamayla olur mu Yani?

Olmaz...

Bunca yılın CHP'si de iki günde Kemal Bey'in gönlünden geçtiği şekilde farklı bir parti olmaz. Elli yıl daha geçse bile zor.

İşbu sebeple, son zamanlarda Kılıçdaroğlu'nun en çok dinlediği türkü "Kılavuzun gereği yok, yolun sonu görünüyor" derlerse, sakın şaşırmayın.

* * *

Mahallede çocuklar gelin arabasının önünü kesmiş, para istiyorlar.

İçeriden kapalı zarflar uzatılıyor her birine.

Araba korna çalarak hızlanırken, çocuklar açtıkları zarfların boş olduğunu görüyor ve kızgınlıkla yırtıyor, yere atıp üstünde tepiniyorlar.

Onları görünce, "İçine para koyamıyorsunuz madem, hiç değilse üzerinde 'Tekrar deneyin' yazılı bir kâğıt koysaydınız" demek istiyorum.

Tıpkı oradaki gibi, Önder Bey ve dava arkadaşları için de aynı tavsiye geçiyor içimden.