“Füze kalkanı” derin müzakereleri…
Başörtüsü tartışmaları ve resepsiyon polemikleri karambolunda, ABD’nin tıpkı Afganistan işgalini sürdürmede olduğu gibi İran’a karşı Türkiye’de NATO perdesinde “füze kalkanı sistemi” kurulması görüşmeleri el altından yapılıyor.
İşin aslına bakılırsa, geçtiğimiz hafta Brüksel’deki son NATO zirvesi toplantısın öncesinde Amerikan Savunma Bakanlığı’nın Avrupa ve NATO politikalarından sorumlu üst düzey yetkilisi Jim Townsend’in “ABD’nin İran’a karşı konuşlandırmak istediği füze kalkanı sisteminin Türkiye’de kurulması gerektiği ve Türkiye’yi dahil ettikleri” açıklamasına kadar konu Türkiye kamuoyundan gizlendi.
Ardından NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen’in “Avrupa mobil füze kalkanı projesinin, bütün NATO üyelerini kapsaması gerektiğini belirerek “İran tehdidi açıktır, NATO olarak buna karşı füze kalkanı sistemini kurmalıyız” diye Türkiye’den destek istemesiyle ancak mesele gündeme geldi.
Aslında Townsend’in “Türkiye ile de görüşüyoruz. Türkiye çok yardımcı bir rol oynadı. Türkiye ile çok iyi, derin görüşmelerimiz oldu. Şimdi Ankara füze savunma sistemini üstlenmeye bir karar verecek” cümlesi, her şeyi ortaya koymaktaydı.
LİZBON’A HAZIRLIK…
Nitekim peşinden Brüksel’deki NATO Bakanlar toplantısına giden Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun “Yapılacak olan füze savunma sisteminin plânlanmasıdır” ifâdesi, Türkiye’nin İran’a karşı “kalkan” edilmesi, projesi resmen açığa çıktı.
Ve Davutoğlu ile Millî Savunma Bakanı Gönül’ün Brüksel’de ABD’li meslektaşları Hillary Clinton ve Robert Gates’le yaptıkları “dörtlü zirve”de Türkiye’ye kurulması planlanan “füze kalkanı”nın ele alınmasına dair Gates’in ve Gönül’ün açıklamalarıyla açıkça anlaşıldı.
Gates’in Türkiye’ye kurulması planlanan füze savunma sistemi hakkında, “Füze kalkanı için diyalog içindeyiz. Konuyu geniş kapsamlı olarak ele almaya çalıştık. Lizbon zirvesinden çıkacak sonuçlar ile ilgili artık somut beklentilerimiz bulunuyor” sözleri ile Gönül’ün “Şu anda müzâkere aşamasında karşılıklı görüşler ortaya konuyor. Çekince değil ama karşılıklı görüşler ortaya atılıyor. Müzakere Lizbon Zirvesi’nde neticeye ulaşacak” ifâdesi, bu hususta alınan mesâfeyi su yüzüne çıkardı.
Görünen o ki Bush Yönetimiden kalma bir “Amerikan projesi” olan “füze kalkanı”nın Rusya’nın itirazıyla Polonya ve Çek Cumhuriyeti’nde kurulmasından vazgeçilmiş. Eylül 2009’da “füze savunma plânı”nı değiştiren Obama yönetimi, tamamen Irak’ı ve Afganistan’ı işgal eden ABD ve bölgedeki en ileri ortağı İsrail’in hegemonya ve çıkarlarını savunmak hesabına özellikle İran’ı hedef alan “füze kalkanı projesi”ni bir “NATO projesi”ne çevirerek “model ortak” Türkiye’ye kurmayı kararlaştırmış.
ABD Yönetimi’nin hazırladığı Füze Savunma Sisteminin Türkiye topraklarında konuşlanması, 19-20 Kasım’da Lizbon’da düzenlenecek NATO Zirvesi’nde, “yeni stratejik konsept toplantısı”nda karara bağlanacak. Brüksel’deki bakanlar toplantısı buna bir hazırlık…
KAMUOYUNU ALIŞTIRMAK…
Kamuoyunu alıştırmak ve gazını almak için ileri sürülen “Türkiye’nin özellikle İran ve Suriye gibi komşularına kuşatılmışlık hissi vererek rahatsız edecek çekinceleri” ise, “minare doğrultma” kabilinden “hedef ülke” olarak “İran”ın çıkarılmasıyla güya aşılacak!
Bunun için Lizbon zirvesine kadar “Türkiye’nin füze kalkanına sıcak bakmadığı, Ankara’nın İran’ın isminin kararda geçmesine itiraz ettiği” propagandası yapılacak. Ayrıca “Türkiye’nin füze kalkanının ABD değil NATO tarafından yönetilmesi gerektiği” medyada yer alacak. “Türkiye’nin NATO içinde buna mecbur olduğu” gerekçesi bol bol işlenecek…
Yani Türkiye’yi “çantada keklik” gören ABD ve NATO, “ölümü” gösterip sözde “sıtmaya râzı edecek.” İran ve başka bir ülkenin hedef gösterilmemesi”yle icâd edilen “kontrollü kriz” aşılacak. Sözü edilen “pazarlık” bunun üzerinde dönüyor…
Oysa herkes biliyor ki füze kalkanı nükleer enerji üretimine çalışan İran’a karşı. AKP iktidarında Amerikan savaş uçaklarının başta İncirlik olmak üzere Türkye’deki üslerden havalanıp Müslüman komşu Irak’ı bombalamasına “izin” ve destek veren Ankara, şimdi de Müslüman komşu Irak’a karşı “füze kalkanı”na “ikna” edilecek…
Bir diğer husus, Dışişleri ve Millî Savunma Bakanları Brüksel’de “füze kalkanı müzâkereleri”ni yapıp karar için Lizbon’u işâret ederken, Başbakan Erdoğan’ın Ankara’nın Kazan ilçesinde Füze Kalkanı Projesiyle ilgili soruya, “Bize yapılmış bir teklif yok. Bir talep olmadığı için de şu anda herhangi bir açıklama yapmayı gereksiz görüyorum. Lizbon zirvesinde böyle bir emr-i vakiyle karşı karşıya kalmamız mümkün değil” cevabını vermesi…
Başbakan’ın, bakanlarının “füze müzâkeresi”nden haberi mi yok? Yoksa bu da “pazarlık” ve kamuoyunu oyalamanın ve alıştırma taktiğinin bir parçası mı?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.