HSYK için bazı hakim ve savcılar aday oldu, diğerleri sandığa giderek onları seçti. İlk defa seçim, sağırlar birbirini ağırlar olmaktan çıkıp tabana yayıldı. Kürsü hakimine itibar edilmiş oldu. Hukuk demokrasiyle tanıştı.
12 Eylül Anayasa değişikliği tatbik mevkiinde. Anayasa Mahkemesi, HSYK başta olmak üzere yüksek yargıda hukuk işliyor. Bundan böyle zümre saltanatı bitecek. İdeolojik yargıya fırsat verilmeyecektir.
HSYK başkanı bakandır, değildir, tayin şöyle olur, böyle olur tartışmalarına girmiyorum. Bunlar hedef saptırma taktikleri. Her ülkenin kendine göre şartları vardır. Bazı yerlerde üyelerin tamamını hükümet tayin eder. HSYK başkanı bazısında devlet reisidir, bazısında Yargıtay’ın tepesindeki isim. Bir araştırılsın bakalım, son 10 yılda kaç HSYK toplantısına adalet bakanı katılmıştır? Müsteşara itirazsa yersizdir. Müsteşar siyasi kişilik değil.
Bakana teknik anlamda danışmanlık yapan yetişmiş uzman hakim. Eğer adalet bakanlığı müsteşarına itiraz edilecekse milli eğitim ve dışişleri müsteşarlarına da itiraz edilebilir.
Ümit edilir ki bundan böyle Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yüksek Seçim Kurulu, Yargıtay ve HSYK tartışma, çekişme, kavga mevzuu olmayacaktır, olmazlar olmasınlar. Asla taraf olmaması gerekenler yıllardır ideolojik taraftı.
Adalet bakanlığı çalıştı ve bir hukuk zaferi kazandı. Sadullah Ergin’in beyefendi üslubu çok sert esecek rüzgârları yumuşatmıştır.
Bu zaferi kazanan gerçekte ülkedir. Alınganlığa gerek yok. Zira kaybeden de var denemez. Resmî makamlar kimsenin tapulu malı değil. Herkes hukuka uyacak. Düne kadar hukukun üstünlüğü sadece laftaydı, şimdiden sonra hukuk üstün olacak fakat bizatihi hukukun kendisi de haktan ayrılmayacaktır. Ceberut devlet, ceberut, yargı, ceberut kurum bitme yolunda. Onun için referandumu destekleyen yazılarımızda 12 Eylül Kader Kavşağı demiştik.
Kimse hiçbir kurum layüsel değil. Meslektaşları haksız biçimde meslekten mahrum edilirken susan dernek temsilcileri tribünlere oynamaya gelince sahne alıp durdular. Halkın seçtiği hükümetlere tepeden bakan birtakım kırmızı yakalı yargıçların, 28 Şubatta kırmızı apoletli halaskaran zabitlerden brifing adı altında talimat aldığını tarih yazacaktır.
Türkiye bu ayıplardan kurtuluyor. Hukuk bir milletin namusudur. Bu namus hukukçulara emanet edilmiştir. Emanete ihanet olmaz.
12 Eylül değişiklikleri bir geçiş dönemidir. Genel seçimlerden sonra yeni anayasada bu deneme sürecinin verilerine göre daha olgun düzenlemeler yapılabilir. Partizanlıktan, ideolojiden uzak, milletin değerleriyle barışık bir yargı yürüyüşü elbette HSYK’da bakan ihtiyacını da ortadan kaldıracaktır. Kuvvetler ayrılığından beklenen fayda böylece gerçek olur. Dün kuvvetler husumeti ve kuvvetler parçalanmışlığı vardı. Hukukçu, içtihadıyla konuşur.
Bu 12 Eylülde millet, devlete el koydu. Demokrasi ile tanışan yüksek yargı da artık sivil. Ağalar dönemi bitti. Hep köy ağaları işaret ediliyordu. Yargı ağalarının ve diğer milletten kopuk ağanın yanında onların lafı mı olurdu?
Bize ne nerede hakim var veya yok!
Biz Türkiye’de hakimler var demek istiyoruz.