17’nci güç örtü meselesini çözemiyor
Yurdumuzu dünya önünde küçük düşürenler ar etsin. 17. büyük ekonomi olmuş bir devlette ülke aktörleri fikir birliği yaparak baş örtüsü meselesini çözemiyorlar. Yine sudan, yine anlamsız bahaneler ileri sürülüyor. Abes ötesi saçmalıklarla laiklik efsunlaması yapılmakta.
Burada, ABD’de devlet dairelerinde Sihler, kafalarında kallavi türbanlarla işlerinde güçlerindeler. Sakallı trafik polisinden, türbanlı otobüs şoförüne, küpeliye, dövmeliye kadar çalışan insanın her çeşidi var. Çünkü kamusal alan diye bir yalan yok, kamu var, bir de hayat. Acaba bizim, çağdaş uygar, ilerici ve süper laik çeyrek aydınlar, Amerika’ya gelseler bu otobüslere binmeyecek, bu sakallı trafik polislerinin yolundan geçmeyecekler mi?
Memleketimizde şu an tekrar patlak veren huzursuzluğu dünyaya anlatmak mümkün değil. Bizdeki sözümona ilericiler, batılı ölçülerde tutucudur. Türkiye’de sol parti, muhafazakâr, muhafazakâr parti ise sosyal demokrattır. Şimdi şu tezada bakınız! Paris, Berlin, New York, Washington .... üniversitelerinde yüksek lisans yapmış başı örtülü genç hanım gerici, fakat laiklik gibi kelimelerin sadece yaldızında gezindiğinden dava tehdidi savuran bazı bürokratlar, Ankara entrikasına bulaşmış bazı politikacılar ilerici! Tam tiyatro. Bunların çoğu dışarıda otelinin adresini bile sormaktan acizdir.
Batı adına yapılan bu yersiz davranışın batılılara anlatılması mümkün değil, olanları mantıkları almıyor. Burada bir alışveriş merkezinde gezerken herhangi bir mağazaya girip bir kenarda namazınızı kılabilirsiniz. Kimse size kimsin, ne yapıyorsun demez? Daha dün Smith Sonnian Art Museum’un kapı sahanlığında iki zenci cemaatle namaz kılıyordu. Kimse dönüp bakmıyordu bile. Bu insanlara tesettür, türban baş örtüsü adına ne derseniz deyiniz örtünün birtakım hürriyetlere mani olarak gösterilmesini mümkün değil izah edemezsiniz.
Çeyrek asırdır zaman kaybediyoruz.
Enerji kaybediyoruz.
Beyin göçü yaşıyoruz.
Türk üniversitelerine almadığınız gençler, dünya üniversitelerinin parlak öğrencileri oldular. Muhalefet partileri, referandumda baş örtüsü problemini çözeceklerine dair söz vermişlerdi. Şimdi her biri farklı itirazlar ileri sürmekte. Bir de Adana ve Mersin’de bir ilkokul piyesi sahneye kondu. Belli ki bazı saf vatandaşlar oyuna alet ediliyor. 31 Mart, Kubilay.... tezgâhlarından gelen tek parti hinliği, o bayat oyunu bir kere daha sergiliyor. Maksat zihin çalmak.
Muhalefet, bu tavrıyla kendine değil iktidara hizmet etmekte. Bir parti kendini iktidara taşımak için halka hizmet etmez mi? Bizde nazari planda böyle olsa bile fiilen tam aksi yaşanmakta. Türkiye’de muhalefet halkla çatışarak iktidara destek oluyor. Bu kafa ile gidilirse iktidar yüzde 50’nin de üstüne çıkacaktır
Boşa didinme.
Kökünden kopuk çeyrek aydın işine gelse de gelmese de gerçekleri görmeli.
Türkiye’nin artık örtü diye bir meselesi yoktur.
Referandumda millet, devlete el koymuştur. Kimse halkın önünde duramaz.
Halk, ‘Hak!’ derken bay çeyrek aydın ne derse desin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.