Ahmet Varol

Ahmet Varol

Müslüman Kardeşler ve Seçim

Müslüman Kardeşler ve Seçim

Gerek İsâm dünyasındaki karşıt akımların yıpratma faaliyetlerine ve gerekse Batı'da doğrudan İslâm'ı hedef alan savaşa rağmen İslâmi oluşumların yükseliş içinde olduğu görülüyor. Bunda aleyhteki savaşın insanların İslâmî düşüncelere ilgi duymalarına ve onunla tanışmalarına vesile olmasının etkisi var. En önemli etkenlerden biri de diğer ideolojik akımların tümünün çöküşte olmasıdır.
Ancak İslâmî oluşumların problemlerinin sadece aleyhlerine yürütülen faaliyetlerden değil aynı zamanda kendi içlerindeki ayrılıktan, dağınıklıktan, tavır birliği sağlanamamasından kaynaklandığı söylenebilir.
İslâmî oluşumların yönetimde söz sahibi olmak için çeşitli girişimleri oldu. Fakat bu girişimler hakim sistemlerin yoğun baskısı ve şiddet uygulaması ile karşı karşıya geldi. Bununla birlikte Türkiye'deki değişim sürecinin İslâm dünyasındaki İslâmî akımları etkilediği ve özellikle siyaset alanında daha cesaretli adımlar atmaya yönelttiği görülüyor.
Arap dünyasında en geniş kitlesel desteğe sahip İslâmî akımın Müslüman Kardeşler cemaati olduğu bir gerçektir. Bu cemaat bazı ülkelerde orijinal adını kullanarak bazı ülkelerde de farklı isimlerle faaliyet yürütüyor. Suriye, Suudi Arabistan, Libya, Tunus gibi birtakım ülkelerde de tamamen yasaktır. Yasak olmadığı ülkelerde siyasi yapılanmalar oluşturarak seçimlere giriyor. Bu yapılanmaların bazıları tamamen cemaate mahsus bazıları da farklı siyasal akımlarla birlikte oluşturulan ittifak niteliğindedir. Bugünkü yazımızda Mısır seçimleriyle ilgili tavrını tahlil edeceğiz.
Mısır'da bir dönem kendi adını kullanarak dini ve sosyal faaliyetler yapmasına izin veriliyordu. Hüsni Mübarek döneminde yasaklandı. Ama çalışmalarını yine sürdürüyor. Cemaat yapısını koruduğu gibi sosyal faaliyetlerini de yerine göre muhtelif kurumların çatısı altında yerine göre de bağımsız oluşum şeklinde yürütüyor. Bu kimlikle sendikalarda, daha başka kitle teşkilatlarında ve üniversitelerdeki öğrenci meclislerinde seçimlere katılıyor. Seçimlerin birçoğunda resmi mekanizmayı temsil eden adaylar karşısına en güçlü şekilde çıkanların Müslüman Kardeşler'in adayları olduğu gözlemleniyor.
2005 seçimlerine bağımsız adaylarla giren ve tüm engellemelere rağmen parlamentoda sandalyelerin yüzde yirmisini alabilen Müslüman Kardeşler'in 2010 seçimlerinde izleyeceği tutum merak ediliyordu. Bazı önemli muhalif akımlar seçimlerin dürüstçe yapılmadığı ve iktidar partisinin halka onaylatılması için tuzak olarak kullanıldığı gerekçesiyle boykot talebinde bulunmuşlardı. Fakat seçimler hakkındaki güçlü şüphelere ve liderliğini Cumhurbaşkanı Hüsni Mübarek'in yaptığı Ulusal Demokratik Parti dışında hiçbir siyasi akımın mecliste çoğunluğu elde etmesi ihtimalinin bulunmamasına rağmen İhvan yine bağımsız adaylarla katılma kararı aldı. Karar, cemaatin Şura Meclisi'nde yapılan oylamada üyelerin % 98'inin katılma yönünde oy kullanması üzerine alındı.
Fakat tüm sandıklar için aday gösterilmeyecek. Bütün illerde % 30 oranında aday gösterileceği bildirildi.
Hüsni Mübarek'in iktidar partisinin karşısında en güçlü muhalefetin İhvan olduğu tahmin ediliyor. Ancak tüm illerde % 30 oranında aday göstereceğini açıklaması şimdilik iktidarı veya hükümete ortak olmayı hedeflemediğini gösteriyor. Seçimlerde kullandığı ikinci önemli slogan da buna işaret ediyor.
İhvan'ın önceki seçimlerde olduğu gibi bu seçimlerde de ana sloganı “El-İslam huve'l-hall” yani “Çözüm İslâm'dır”. Bu seçimlerde kullandığı ikinci önemli sloganı ise “Muşareke lâ Muğalebe” yani “yenişme değil ortaklık”. Tabii burada hükümete değil parlamentoya ortaklığın kastedildiği anlaşılıyor. Parlamentoya ortaklık ile amaçlanan ise cemaatin görüşlerini, önerilerini, formüllerini ve yapılacak yasal düzenlemelerle ilgili tavırlarını parlamentoya taşımak; oradan da tüm kamuoyuna iletmek.
İhvan'ın siyasal faaliyetlerinden ve seçime girme kararından rahatsız olan sistemin resmi şiddeti bu seçim döneminde de kullandığı ve yoğun baskı yaptığı görülüyor. Seçim bölgelerinde propaganda faaliyetlerine katılan İhvan mensuplarından tutuklananların sayısının en son 180'e ulaştığı açıklanmıştı. Polis şiddetinin ve tutuklamaların seçimlere kadar devam etmesinden, hatta gittikçe artmasından da endişe ediliyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Varol Arşivi