Füze kalkanına tepkiler füze gibi yükselmeli! 2
- Lütfü Bey; ABD geliştirdiği füze kalkanı sistemini, İran’a karşı kullanmak üzere ülkemize yerleştirmek istiyor. Bu konudaki düşüncelerinizi bizimle paylaşır mısınız?
- Geçmişte Türkiye’yi sosyalist Rusya’ya karşı ileri karakolu olarak kullanan ABD, şimdi de Türkiye’yi İslamcı İran’a karşı ileri karakolu olarak kullanmak istiyor. Yeri gelmişken, geçmişte Türkiye’yle ilgili yaptığım bir benzetmeyi hatırlatmam gerekiyor. Geçmişte üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’yi, bu denizlerin ortasında yüzen bir ABD uçak gemisine benzetmiştim. “Türkiye ABD’nin ülkemizdeki uşakları sayesinde, onun uçak gemisi ve de uşak gemisi oldu!” demiştim. Türkiye’nin ABD’nin uçak gemisi gibi kullandırılmasına tepki göstermiştim. İncirlik gibi ülkemizdeki ABD üslerinden kalkan uçakların mazlum halkları bombalamasına isyan etmiştim. Ülkemizdeki ABD üslerinin kapatılması, Türkiye’nin ABD’nin uçak gemisi olmaktan kurtarılması gerektiğini söylemiştim. Türkiye’deki ABD üslerinin kapatılmasını isterken, bir de onlara ilaveten ABD’nin füze kalkanı sistemini ülkemize yerleştirmesine tepkisiz kalabilir miyiz? Dün Türkiye’yi sosyalist Rusya’ya karşı ileri karakolu olarak kullanan ABD’nin, bugün Türkiye’yi İslamcı İran’a karşı ileri karakolu olarak kullanmak istemesine seyirci olabilir miyiz? Bırakın İran’la olan dindaşlığımızı, eğer mazlumdan yana zalime karşıysak, zulme tepki göstermeyen dilsiz şeytanlar gibi davranabilir miyiz? ABD çok açıktır ki dünyada tek sistem olsun, o da kapitalizm olsun istiyor. Kapitalizmden başka hiçbir sisteme hayat hakkı tanımak istemiyor. Onun içindir ki dün Rusya’nın sosyalist sistemine karşı cellatlaşan ABD, bugün de İran’ın İslamcı rejimine karşı cellatlaşıyor. Dünyanın tüm ülkelerindeki sistemin tek tip olmasını istiyor. Tüm ülkelerin kendisine bağlı olduğu tek kutuplu bir dünya istiyor. Buna alternatif olacak her sistemi, her kutbu boğazlamak için de harekete geçiyor. Peki kendisine alternatif olacak her sistemi, her kutbu boğazlamak için harekete geçen bu cellatların uşağı olacak mıyız? Dün kendimizi Rusya’ya karşı ileri karakol olarak kullandırttığımız gibi, bugün de İran’a karşı kendimizi ileri karakol olarak kullandırtacak mıyız? Eğer emperyalist cellatların uşağı olmaya karşıysak, onların ülkemizde kurmak istedikleri füze kalkanına karşı tepkilerimizi köpürtelim! Füze kalkanına karşı tepkilerimizi rampasından fırlamış füze gibi yükseltelim!
CUMHURİYET HOLDİNG PARTİSİ!
- Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti Hükümeti’nden önceki DSP-MHP-ANAP Hükümeti’nin ekonomiden sorumlu bakanı Kemal Derviş ile geçenlerde bir görüşme yaptı. Bu görüşmede Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kemal Derviş’e “Birlikte olalım; birlikte çalışalım” dediği açıklandı. Nasıl yorumluyorsunuz bunu?
- Kemal Derviş’in ABD emperyalizminin has adamı olduğu; ABD’nin isteğiyle DSP-MHP-ANAP Hükümeti’nde ekonomiden sorumlu bakanlığa getirildiği biliniyor. Kemal Derviş’in, ülkemizde özelleştirilmedik hiçbir kuruluş kalmaması fikrinin babası olduğu biliniyor. Ve nihayet Kemal Derviş’in, başta TÜSİAD ve holding medyası olmak üzere ülkemizdeki zenginler kulübünün gözdesi olduğu da biliniyor. Peki Kemal Kılıçdaroğlu’nun, kimliği böyle olan Kemal Derviş’e “Birlikte olalım” diye bir nevi izdivaç teklifinde bulunmasına ne diyelim? En iyisi “Bir yastıkta kocasınlar” diyelim! Ve de Kemal Kılıçdaroğlu ile Kemal Derviş’in birbirlerine çok yakışacaklarını da belirtelim! Öyle ya, sonuçta ikisi de holding medyasının vantilatörlerinin oluşturduğu rüzgârla şişirilmiş balonlar değil mi? Hatırlayın, holding medyası ve onun babası Aydın Doğan medyası Kemal Derviş’i nasıl da şişirmişti. Ve de aynı medya, Kemal Kılıçdaroğlu’nu da nasıl şişiriyor şimdi. Kemal Kılıçdaroğlu önce sahneye çıkarıldı; sonra da “ver rüzgârı, ver rüzgârı” denilmek suretiyle holding medyasının vantilatörlerince şişirildi! Ancak tüm şişirilmelere rağmen Kemal Derviş başbakan yapılabildi mi ki, şimdi Kemal Kılıçdaroğlu başbakan, CHP de iktidar yapılabilsin. Kimse bunu hayal etmesin. Çünkü holding medyasının, hele de bu medyanın babası Aydın Doğan medyasının desteklediği hiçbir lider seçim kazanıp başbakan, hiçbir parti de seçim kazanıp iktidar olamadı. Aksine bu medyanın küçümsedikleri, “Muhtar bile olamaz” dedikleri, seçimleri ezici çoğunlukla kazanıp başbakan ve hükümet olmadı mı? Bu millet holding medyasının vantilatörlerinin oluşturduğu rüzgârla şişirilmiş balonları iktidar yapmaz. Başında Kemal Kılıçdaroğlu, yanında Kemal Derviş de olsa, bu iki Kemal, Cumhuriyet Halk Partisi’ni kemale erdirip iktidar yapamaz! Kaldı ki holding medyasının vantilatörlerinin oluşturduğu rüzgârla şişirilmiş balonlardan medet uman partinin adı da Cumhuriyet Halk Partisi olamaz. Olsa olsa Cumhuriyet Holding Partisi olur!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.