Kaçak göçmenler
Yunanistan ve bütün Avrupa Birliği (AB) devletleri, Türkiye üzerinden gizlice ülkelerine giren Asyalı göçmenlerden rahatsızdır. Türkiye de rahatsız. Aksi takdirde Yunan tarafında göçmenleri önleyen bir AB sınır güvenlik kuvveti kurulmasına izin vermezdik. Başbakan Tayyip Erdoğan Atina ziyaretinde bu konuyu Yunanistan Başbakanı ile konuştu.
Asya’nın yoksul ülkelerinden gelen -çoğu maalesef Müslüman- kadın erkek yaşlı çocuk göçmenler, doğu (bilhassa İran) sınırlarımızdan Türkiye’ye sızarak Batı Trakya’da Yunanistan’a geçiyorlar. Bir kısmı Yunanistan’da kalıp gerisi, çeşitli Avrupa ülkelerine doğru yasak yolculuklarına devam ediyorlar.
Yunanistan’da şu anda 500.000 kadar göçmen birikmiş. 11 milyon nüfuslu Yunanistan’ın bu ağırlığı kaldıramayacağını kabûl ediyoruz.
Göçmenler, AB ile ilişkilerimizde, hattâ müzakerelerin gevşemesinde faktörlerden biri. Meselâ Yunanistan ve diğer AB ülkeleri ile vize konusunda acayip zorlanmamızı bu sebebe bağlayanlar var. Göçmen nakli işi, bu işte uzmanlaşmış mafya gruplarının elinde. Uyuşturucu kadar olmamakla birlikte önemli kazanç sağlıyor. Her zavallı göçmenden binlerce dolar alınmadan gizli bölmeli kamyonlara bindirilmiyorlar. Yakalandıkları takdirde verdikleri para iade edilmiyor.
Göçmenlerin içinde iş bulup o ülkeye yerleşmek isteyenlerin yanında, siyasî muhaliflerin ve fikir suçu kurbanlarının da bulunması, konuyu daha karmaşık hâle getiriyor. Zira bu gibilerin başka bir devlete meşru sığınma hakları var. Fakat hukukî prosedür bazan çok yavaş işliyor veya hiç işlemiyor. Yunanistan’ın Ege adalarına kaçak akını, AB’nin gönderdiği güvenlik güçleri ile önlenebildi, Türkiye de rahatladı.
İşsiz gizli göçmen akımını durdurmak o kadar kolay değil. En güçlü, teşkilâtlı ve teçhizatlı devlet olan ABD, güneyinde tek sınırdaşı Meksika’dan her yıl on binlerce kaçağın sınır aşarak ABD eyaletlerine dağılmalarını önleyemiyor. Zira büyük rüşvetler veriliyor. Büyük paralar dönüyor. Çok yaygınlık kazanmış suç örgütleri ile mücadele bahis konusu. Mücadele bazan pek kanlı geçebiliyor. Son 100 yılda -bilhassa yoksul ülkelerde- dünya nüfusu 5 misli arttı, artmakta devam ediyor. Artışı düzene sokmak imkânsıza yakın zorluklar oluşturuyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.