Taksiciler
Washington’a 1.5 yıl evvel geldiğimizde bizi sosyal hayatta şaşırtan sebeplerden biri de taksiler oldu. Alışmışız İstanbul’un sarı kanaryalarına. Burada tuhaf tuhaf renkli, hantal ve kirli taksileri görünce elde olmadan yadırgadık.
Zaman geçince bu taksilerin iyi tarafları dikkatimizi çeker oldu. Önceleri kısa mesafeleri söylerken tedirgin oluyorduk. Direksiyonda çam yarması bir zenci. Siz ona nihayet 4-5 dolarlık yere gideceğinizi söylüyorsunuz. Hani İstanbul’dan ağzımız yanık olduğu için dikkatli hareket ediyoruz.
Çok eskiden İstanbul’da, o sarı damalı taksiler devrinde şoförler, İstanbul beyefendisi ve İstanbullu olmaktan nasipli meslek mensuplarıydı. O kibar insanlar yolcuyu kapıda karşılar, bagajını alır ve kapıda uğurlardı.
Ya şimdi? Şimdilerde iyi taksiciler yok mu? Var, güzel insanlar yine var. Fakat ve haşin, saygısız olanlar da çok. Takside yolcuyu hiçe sayarak sigara içenler, yaya veya diğer sürücülere küfredenler, bangır bangır müzik çalanlar, paranız bozuk değilse bozulanlar istemediğiniz kadar. Bunlarla sık karşılaşıyor olmalısınız. Burada anlatacağım, bir türlü unutamadığım, Amerikalı taksicilerdeki sükuneti gördükçe daha sık hatırladığım iki Yenikapı olayıdır. Geçmiş senelerde uzun fasılalarla eşimle birlikte yaşadık... Yenikapı’da İDO’dan indik. Sırada taksiler var. Bölge usulünce taksici esnafa tahsis edilmiş. Sıramız gelince bindik. Ana caddeye çıkmıştık ki Fatih’e gideceğimizi söyleyince çok rahatsız edici ve ağır hakarete uğramış bir üslupla bizi arabadan inmeye davet etti. Gece vakti hayli zorlukla evimize gidebildik. Bu hadiseden epeyi bir zaman sonra, bu defa arabaya binmeden benzer bir haşinliği yine yaşadık.
Şimdi düzelmiş midir?
Hiç sanmıyoruz. Teftiş edilse çok yakalanan olur. Halbuki taksi amme hizmeti yapmaktadır. O taksiye her ruh hali ve her sağlık derecesi ve her kesimden insan binebilir. Taksiler her yerde önemli ama böylesi liman çıkışı gibi yerleri tutmuş olanlar daha önemli. İnsana insanca muamelenin gereği öğretilmeli.
Amerika’da taksicinin şu saydıklarımızın binde birini yapması mümkün değil. Polis korkusu 24 saat hakim. Hızlı gitmek, kural ihlal etmek, yolcuyu rahatsız etmek mümkün mü? Bunları yapacak şoför biter. Ceza da var, kelepçe de. Şoförler daha ziyade Habeşistan, Eritre, Pakistan gibi yabancı ülkelerden oldukları halde sistem herkesi nizama sokmuş. Bu insanların da türlü derdi var. Ama parayı alınca asla teşekkürü ihmal etmezler. Sıkıntısız meslek mevcut mu? Mesleki problemleri yolcuya çektirmek kimin hakkı?
Yapılacak olan ne?
Cebine her ehliyet koyan taksi direksiyonuna oturamazsın. Askerliği tartışıyoruz. Şu mesele ondan daha az değerde değil. Herkes, her yerde taksicilik yapmamalı. Belli tahsil seviyesinde olmalılar. Türkçe’den yabancı dile, görgü, terbiye adabı muaşerete kadar eğitilmeliler.
O zaman başka yazarlar da Türkiye’ye gittiğimizde bize hizmet veren taksicilerin kalitesini unutamıyoruz diye yazsınlar. Acaba şimdi ne diyorlardır? Biz bunları yazıyorsak kim bilir ve maalesef başkaları ne söylüyor ve ne düşünüyordur!..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.