Bugün nefsin için ne yaptın?
Bu soruyu Sayın Yalçınkaya’ya sormuş olsaydık, sanırım şöyle cevap verirdi:
‘’Bugün nefsim için çok şeyler yaptım… Nefsimin en çok hoşuna giden şeyleri yaptım ve yapıyorum…
İnsanların inançlarıyla oynamaktan tutun, Allah’ın hükümlerinin zıddına hareket etmeye kadar… İnsanlara yukardan bakmaktan tutun, laiklik dininin savunuculuğunu-bekçiliğini- yapıncaya kadar… Nefsim ne derse, hatrını kırmıyorum… Ben bugün nefsim için çok şeyler yapmaya devam ediyorum.’’ Derdi sanırım…
Aynı soruyu okul için başını açmak isteyen bir bayana sormuş olsaydık, sanırım şöyle cevap verirdi:
‘’ Bugün nefsim için Allah’ın örtü hükmünü görmezlikten geldim… Nefsim, kulağıma; ‘Geleceğini düşün… Okulu bitirdikten sonra tövbe edersin, evlenince de kapanırsın.’ Diye fısıldadı ve ben de nefsimin hatrını kırmayıp okula başı açık gittim ve gidiyorum.’ Derdi sanırım…
Aynı soruyu tekfircilere sorsaydık, sanırım şöyle cevap verirlerdi: ‘Bugün nefsim için önüme geleni tekfir ettim ve rahatladım.’ Derdi sanırım…
Paranın esiri olmuş zengin Müslümanlara; ‘bugün nefsin için naaptın?’ diye sorsaydık, sanırım şöyle cevap verirlerdi:
Bugün nefsimizin hoşnut olması için onca açlar varken, Müslümanlar kova kova kan dökerken, bizler görmemek için kanal değiştiriyorduk!’ derlerdi sanırım…
Aynı soruyu hadis inkârcılarına sorsaydık, sanırım şöyle cevap verirlerdi: ’ Hadisleri kur’ana arz edip binlerce sahih hadisleri bir çırpıda yok saydık… Böylelikle hayatımıza ilahi müdahaleyi engellemiş olduk.’ Derlerdi sanırım…
Evet… Bugün nefsimiz için naaptık?
Ne yapılması gerekiyorsa onu yapmamız gerektiğini unuttuk. Sanırım en büyük hatayı burada yaptık…
Boş bir a4 kâğıdı alıp sol üst köşesine ‘Allah’ın benden istekleri… A4 kâğıdının üst orta kısmına; ‘Nefsimin benden istekleri…’ Sağ üst köşesine de ‘aile ve çevremin benden istekleri’ yazıp her üç başlığın altına maddeler halinde tüm istekleri yazalım…
Üç sıra halinde yazılmış her üç başlığın sonuna da; Allah’ın, nefsimizin ve çevremizin isteklerinin nihai neticesini büyük harflerle yazalım ( CENNET ya da CEHENNEM )… Daha sonra hangisini çok seviyorsak ona kulak verelim… Allah’ı seviyorsak, bizlerden nasıl bir hayat istiyorsa dediği şekilde yaşayalım… Nefsimizi seviyorsak –bu sevginin sonucuna katlanıp- bir dediğini ikilemeyelim…
Yazımız bitti…
Not: Ben şahsen böyle bir başlıklı yazı okumuş olsaydım belki de dayanamaz yazara mail atar, sorardım… ‘Bugün nefsin için sen ne yaptın?’
Bu soruma karşılık: ‘ Günahlarımın bağışlanması için dua eder misin?’ diye bir karşılık gelseydi, şaşmazdım:)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.