Aklın (ıssız) yolu
Cumâ günki gazetelerde yer alan dört haber beni gülümsetdi ama acı bir tebessümdü bu. Garib bir tesâdüf eseri bu dört haber bizim gazeteye aynı sayfa üzerinden ve birbirine bitişik basılı olarak girmişdi.
Birinci haber AB Başmüzâkerecimiz
Egemen Bağış’ın Budapeşte’de Budin Kalesi’ni ziyâret ederek son Macaristan Beylerbeyi (aslında: Beğlerbeğisi) Abdurrahman Abdi Paşa’nın kabri başında Fâtihâ okumasıyla ilgiliydi.
İkinci haberde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun ve Zevcesinin Doğu Türkistan ziyâreti anlatılıyordu. Davutoğlu Çifti Ürümçi ve Kâşgar’a gitmişler ve yoğun ilgiyle karşılanmışlardı. Kâşgar Türk Târihi’nin en önemli kültür merkezlerinden biridir. Kâşgarlı Mahmud (Dîvânü Lûgâti-t-Türk) ve Yusuf Has Hâcib (Kutadgu Bilig) gibi şâheserlerin yaratıldığı şehirdir. Ahmet Dâvutoğlu orada halkla cumâ namazına da katılmışdı.
Üçüncü haberde ise Başbakan Erdoğan’a karşı özenti bir külhanbeyi ağzıyla sövüp saymayı artık huy edinen “Efendi” Genel Başkan Kemâl Kılıçdaroğlu’nun son seviyesizliklerine dâirdi.
Dördüncü haberde ise artık yılan hikâyesine dönen “Çankaya Resepsiyonu” bağlamında mûmâileyhin o resepsiyonu teşrîf etmeyeceği meselesi ballandırılıyordu. İki hafta yalpaladıkdan sonra nihâyet karârını vermişdi, yâhut A. Turan Alkan’ın o hârikulâde tâbiriyle “Ulu Önder Sav” öyle fermân eylemişdi.
Bu dört haber Türkiye’nin bir enstantane fotoğrafı gibiydi benim için.
Bir yanda târihimizin “en batı” ve “en doğu” uçlarında aynı anda bandıra gösteren, üstelik bunu “Çin Ejderi”ni güzellikle iknâ ederek başaran bir diplomasi anlayışı, öte yanda ülkeyi bir bez parçasına indirgeyerek ve külhan ağzını muhâlefet sanarak debelenen bir zihniyet!
Düşününüz ki haftalardır konuşabildikleri, akıllarını erdiği tek mevzû bu ve savunmamızı, varlığımızı emânet etdiğimiz generalitemiz de burada “destek kıt’ası” görevi üstlenmiş. Aynı saatde Orduevinde kendi resepsiyonları var! Mehmedcikleri beleş garson olarak kullanınca resepsiyonların tadı da bir başka oluyordur mutlakâ!
Tasavvur buyrulsun! Türkiye hangi ufuklara koşuyor bâzı yurddaşlarımızın çağı algılama yeteneği hangi dehlizlerde!
“Aklın yolu birdir!” diye bir söz var ama o yol bâzen ne kadar tenhâ!
Hayır, THY!
THY Sabiha Gökçen’den seferlerini kaldırmış. Anadolu Yakası’nda oturan ve bir ayağı yurddışında bir kıdemli THY müşterisi olarak bu karârı şiddetle protesto ediyorum! Ben şimdi evimden S. Gökçen’e âzamî 30 dakıykada ulaşmak yerine, Köln’e iki saat 50 dakıykada ulaşmak için neden üç üç buçuk saat Yeşilköy yollarında sürüneyim? Anadolu Yakası’nda oturan nüfus Ankara’nınkinden fazla! Beşbuçuk milyon! Üstelik yılda en az iki kere köpeğim ve mânevî kızım Ayla da var yanımda! Zâten aşırı hassas bir hayvan olan Ayla daha arabada perîşan oluyor ve zangır zangır titremeğe başlıyor. İnsanları takmıyorsunuz bâri hayvanlara acıyın!