Umarız bu tartışma uzun sürmez!.
Başörtüsü konusunun Türkiye'nin en uzun süren tartışma konularından birisi olduğunu hepimiz biliyoruz.
60'lı yıllardan beri devam eden ve zaman zaman rafa kaldırılmış gibi olsa da, çoğunlukla gündemin en sıcak konusu olmayı başarabilmiş bir konu, başörtüsü/türban...
Üniversitelere devam etmekte olan kızlarımızın başörtüleri (ya da birilerinin ısrarlı tanımlarıyla, türbanları) ile derslere girip giremeyecekleri hususundaki tartışmada sona gelinmediyse de, oraya yaklaşılmış gibi gözüküyor.
Önümüzdeki günlerde, aylarda ve dahi (o kadar uzun sürmesini istemeyiz tabii ama) yıllarda da, sıklıkla ilk ve ortaöğretimdeki kız çocuklarımızın ve devlet memurelerinin kılık kıyafetlerini tartışıyor olacağız muhtemelen...
Yılların en önemli tartışma konusu başörtüsü, bir şekilde gündeme damgasını vurmayı hep sürdürecekmiş gibi gözüküyor.
İlköğretim okullarında ve liselerde okumakta olan çocuklarımızın başlarını örtemeyecekleri şeklinde bir önkabul vardır ve bu önkabul, tıpkı yüksek öğretim kurumlarında başörtüsünün/türbanın yasaklanmasında olduğu gibi, ilk ve ortaöğretimdeki yasağın da hukuki bir sebebe istinat ettiği zannıyla yakından alakalıdır.
Oysa yüksek öğretim kuruluşlarında başörtüsünü yasaklayan herhangi bir anayasa ya da kanun maddesi olmadığı ve bu hususta bahane olarak kullanılan yönetmelik de, hazırlanışı ve hele uygulanışı itibariyle, tamamen kanun dışı olduğu gibi; ilk ve ortaöğretimde okumakta olan kızlarımızla ilgili başörtüsü yasağı dayatması da, aslı itibariyle hukuk-dışıdır.
Hukuk-dışıdır, çünkü Anayasamızın Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması başlığı altındaki 13. Maddesinde şöyle deniliyor:
"Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz."
Başörtüsü, kılık kıyafetle bağlantılı olarak temel hak ve hürriyetler cümlesindendir ve Anayasada belirtildiği gibi; sınırlanması, özüne dokunmadan ve ancak kanunla mümkün olabilir.
Peki bu konuda herhangi bir kanun var mı?.. Hayır, kesinlikle yok!..
Yüksek öğrenimde, Anayasada var, kanunda var gürültüleri ile sürdürülmeye çalışılan yasak, ilk ve orta öğretimde de benzer metodlarla devam ettirilmektedir.
Yani, ilk ve orta öğretimde uzunca bir süredir uygulanmakta olan başörtüsü yasağı da, aslında Anayasa ya da kanunlarda yoktur ve yasağın tek dayanağı Milli Eğitim Bakanlığınca hazırlanmış olan bir yönetmeliktir.
Yönetmeliklerin Anayasa ve kanunlarda olmayan herhangi bir yasağa temel teşkil edemeyeceği temel esası bilindiği halde hem de...
Devletin yanlış yapmayacağı ve birtakım yanlış şeyler yapıyorsa bile, bunun bizler tarafından bilinmeyen birtakım sebepleri olacağı yaklaşımı sebebiyle olsa gerek, kimsenin sorgulamaya pek yanaşmadığı; bir şekilde cesaret edenlerin de, adeta doğduklarına pişman edildiği süreçler yaşandığı için, insanımızın katlanmak zorunda kaldığı bu durum, artık değişmek zorundadır...
Birileri için ciddi şekilde sancılı olacak olsa bile, bunun böyle olması kaçınılmazdır.
Kaldı ki, eğer yönetmeliği esas alacak olursak; kız çocuklarının okullara nasıl olup da mini etekli ve makyajlı geldiği sorgulanamıyorsa; isteyenlerin de başörtüsü ile okullara gelmelerininin sorgulanmaması gerekir!..
Yönetmelik varsa ve uygulanacaksa, sadece bir maddesinin uygulanması en azından ayıptır!.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.