Ordan öyle mi görünüyor?..
"Bir konu Türkiye gündemini on iki yılı aşkın bir süre meşgul ediyorsa bu, ortada bir sorun var anlamına gelir." demiş, Prof. Nur Serter.
Serter'in sorunu tesbit ederken baktığı açı, oldukça ilgi çekici: Sorun, 'türbanlı öğrencilerin üniversiteye girişleri ile' başlamış; yani problem, uygulamada başı çekenlerden olduğu yasakta değil, başörtülü kızların en tabii haklarından birisini kullanmak istemelerinde, ona göre!..
Demek ki, onun baktığı yerden öyle görünüyormuş!..
İnançlarının gereği olarak kullandıkları başörtüsü sebebiyle, binlerce kız öğrencinin tahsil görme hevesleri kursaklarında kaldı bu ülkede.
Bu kızlarımızdan birçoğu adeta hayata küserken, kızlarının okuması arzusuyla dolu aileler de unutulması mümkün olmayan sıkıntılar yaşadı...
Şimdilerde CHP İstanbul Milletvekili olan Prof. Nur Serter, kız öğrencilere ve ailelerine büyük sıkıntılar yaşatılan dönemin meşhur isimlerinden birisi.
Star'dan Fadime Özkan'ın Prof. Nur Serter'le yaptığı röportaj, ikna odaları mucidinin konuya bakışındaki ilgi çekici yönleri günyüzüne çıkarmış.
Başörtüsü yasağının hukuki bir altyapısı olmadığı ve yasakçıların konuyu bilmeyenlere karşı öncelikle anayasa ve yasa kozunu oynadıkları; konunun hukuki taraflarını bilenler sözkonusu olduğunda ise yönetmelik ve sonra da AYM, Danıştay ve AİHM kararlarına sarıldıkları bilinir.
Dönemin İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı olan Prof. Nur Serter de, arada sırada kanundan filan bahsediyor olsa da, yasakçı zihniyetin klasik bahanelerinden olan mahkeme kararlarına atıf yapmış genellikle.
Başörtüsü, ya da yasakçıların genellikle kullandıkları tanımla türban yasağının Türkiye genelinde bütün üniversitelere yayılmasında ciddi katkıları olan bir ismin, olup bitenlerden 12 yıl sonra söyledikleri arasında, azıcık olsun pişmanlık arıyor insan, laf aramızda...
Ancak kendisini başörtüsüne karşı çıkmaya iten motivasyon her neyse; Serter'in, pişmanlık bir yana, başörtüsü meselesinin günümüzde geldiği nokta açısından son derece kızgın olduğu anlaşılıyor. Dahası, konuya bir çözüm bulmak için CHP içinde yürütülen çözüm arayışlarına da pek hoş bakmadığı meydanda.
İkna odaları dönemi ile ilgili verdiği rakamlara göre, 10 bin öğrencinin kayıt yaptırdığı bir dönemde 198 öğrenci ile ilgili ikna(!) faaliyetinde bulunmuşlar ve bunlardan sadece beş tanesini ikna edememişler.
İkna odaları kurulduğu için üniversitenin kapısına bile yaklaşmayanlardan bahsetmiyor Serter.
Okumak arzusuyla dolu olmalarına rağmen, inançlarından taviz vermeye zorlanacaklarını bildikleri için bağırlarına taş basanlardan da...
Sadece inançlarının gereğini yerine getirdikleri için kendi ülkelerindeki okullarda okuyamamak sebebiyle sağlıklarını, hatta hayatlarını kaybedenlerin olduğunu da biliyor olmalıydı aslında...
Fadime Özkan'ın hakikaten soğukkanlılıkla gerçekleştirdiği anlaşılan röportajdan, Serter'in başörtüsünü yasaklamaya yarayan ve yarayacak hemen her şeye sıcak baktığını ve ama serbestiyetine zemin sağlama ihtimali olan her şeye karşı olduğunu rahatlıkla anlayabiliyoruz.
Başörtüsü ile ilgili gelişmelerden rahatsız olduğunu gizlemeyen Sertel'in, bu hususta Milletimize, hatta BM'ye bile güvenmediğini öğreniyoruz bu arada.
İkna odalarında, kızlarımızı inançlarından taviz vermeye zorlarken, ilerde mahkeme açılırsa kullanırız niyetiyle yaptırdıkları video kayıtlarını gönül rahatlığıyla silebilir Prof. Nur Serter...
Hukuk sistemimiz, anayasa ve kanunlarda olmayan bir yasağı uygulayanlardan hesap sorabilecek olgunluğa erişemedi henüz...
Yaşananların gerçek bir şekilde hesaplaşmasının yapılacağı mahkemede ise o görüntülere zaten gerek yok!..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.