Ömer Öztürkmen -III-
Ömer Öztürkmen, Enver Ören Bey’i daha 80’lerin başında şöyle tarif ederdi:
- Biz, Bâbıâli mensupları, birbirimizle kat’iyen geçinemeyiz; onun için bir gazete çıkartır; sonra birbirimizle kavgalaşarak onu batırırız. Enver Abi bizi bir çatı altına topladı. Bu bile tek başına bir muvaffakiyet.”
İşte o Enver Bey, sonunda Ömer ağabeyi yazmaya razı etti...
1991 olmalı; TGRT’nin yapılanması için ter döküyoruz.
Bir proje teklifi maksadıyla Ömer ağabeyle Ankara’ya, TRT’ye gittik.
Genel Müdür Kerim Aydın Erdem’in bizi uğurlamasından sonra Ömer Öztürkmen, Meclis’e de uğramak istedi.
Süleyman Demirel’in Adalet Partisi’nden milletvekilliği yapmıştı.
Meclis’te dostları, arkadaşları vardı. Yarım saat sonra TBMM’deydik...
İçeri yeni girmiştik ki uzaktan DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, yanında bir grup milletvekili ile göründü.
Bize doğru geliyorlardı. Yaklaşırken Ömer Öztürkmen, haliyle eski genel başkanından bir selam umdu. Fakat Demirel, tam yanımıza geldiğinde başını yere eğerek geçip gitti.
Ömer ağabey, bu surat asmaya üzülmüştü.
O sıralar, Türkiye gazetesinin birinci sayfasında yazdığı sütununda Süleyman Demirel’i tenkit eden bazı yazıları çıkmaktaydı. Anlaşılan Demirel, bunlara içerlemişti.
Ömer Öztürkmen’in daha sonra yazılarında sık sık “Çankaya’daki arkadaşım” diye başlayan ve Cumhurbaşkanı Demirel’e yüklendikçe yüklenen yazılarının perde arkasındaki olay budur...
Her şeye rağmen, siyasîler keşke yazarlara tahammül edebilseler.
Demokrasinin bir ayağı politika ise, diğer ayağı da fikir...
Daha sonra, Ömer ağabeyin haftalık yazı sayısını düşürmesine şahit olduk. Oysa bu bir ihtiyaç. Mesele sütun doldurmak değil; yazmak. Yazmak da değil okunmak. O da yetmez üçüncü boyutu, yani farkı yakalamak ve okuyucuya bir şeyler kazandırabilmek.
Ömer ağabey rahat ve nüktedan üslubu ile bunları yapıyor.
Ömer Öztürkmen, yazardır. Yazar, kelimeye hükmedebilen ve yakaladığı farkla tefekkür kalıplarını zorlayan insandır. “İslâm Gözyaşı Medeniyeti” başta olmak üzere, Ömer Öztürkmen’in en aktüel konularda yazdıkları bile saf fikrin eseri...
Bütün bunları, Ömer ağabeyin iki eseri vesilesiyle bir kere daha düşündük.
Son kitaplarından biri “Zihniyet İnkılabı” ismini taşıyor.
Ona “Aziz Dost Rahîm Er’e” diye bir ithaf yazmış. Diğer kitabı ise “Geleceğin Eşiğinde”. 10.09.1998 tarihinde bizim için imzaladığı bu kitabını da cennetmekân anacığı Rabia Hatun’un dualarından bir dua ile süslemiş: “Sevgili Rahîm Er’e iki cihan saadetiyle.”
Ömer Öztürkmen ağabeyin bu cemiyete verdiği eserler sadece çıkarttığı gazeteler, “İnsan ve Kâinat” gibi dergiler, şiir ve fikir eserleri, günlük yazılar değil.
Rasih Öztürkmen de bir eseri.
Büyüdükçe babasına daha da benzeyen, Ömer ağabeyin dediğine göreyse dedesi Mehmet Rasih Efendi’nin tıpkısı olan Rasih, başarılı bir gencimiz.
Biz, şair, yazar ve mütefekkir Ömer Öztürkmen’le 28 Ekim 1981’de tanıştık, onun ‘geleceğin eşiği’ni işaret ettiği çocuklarımız ilkokul yaşlarında kursa giderken arkadaş oldular.
Yarınki Türkiye, onlardan çok hizmet bekleyecek.
.....
Bu yazı “Hayatın Rengi İnsan” adlı kitaptan alınmıştır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.