Haccın, imkân elde edildiği yıl yapılması farzdır
Hacda esas olan ta'cil, yani erkek olsun kadın olsun haccı farz kılan şartlar bir Müslümanda toplanınca geciktirmeden, hemen o yıl hacca gitmek farz-ı ayndır. Haccın fevrî olarak yani şartlar gerçekleştiğinde geciktirilmeden îfasına hacla ilgili âyet-i kerimeler ve:
"... Ey Mü'minler! Siz hayır işlerinde yarışın..." (Bakara sûresi: 148) âyet-i kerimesi delâlet ettiği gibi, hadîs-i şerifler de bunu emreder. Nitekim Abdullah b. Abbas (R.A.) den rivayete göre Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz:
"Hacca gitmek isteyen kimse acele etsin! Geriye bırakmasın! Çünkü zaman geçtikçe kişi hasta olabilir. Servetini, parasını, bineğini yitirebilir, yahut başka bir ihtiyacı da ortaya çıkabilir." (İbn-i Mâce, Menasik: 1, No:2883, 2/962; A.b. Hanbel, No: 3330, 1/355; Ebu Davud, Menasik: 5) buyurdu.
Abbas (R.A.)dan rivayete göre Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz:
"Farz haccı yapmakta acele ediniz. Çünkü sizden hiçbiriniz ileride başına neler gelebilir, bilemez." (A. b. Hanbel, No: 2864, 1/313, Beyhekî, es-Sünenül-Kübra, Hac:, No: 8776, 6/463) buyurdu.
Bu sebeple üzerine hac farz olan kimse, bu ibadeti geciktirmeden bir an önce yerine getirmelidir. Üzerine farz olduğu halde, bir takım gerekçelerle bu önemli ibadeti yerine getirmeyip ileriki yıllara, yaşlılığa ertelemek dinen uygun değildir. Şartlar gerçekleştiğinde hemen haccetmeyip, daha sonraki yıllarda haccedenlerin haccı da, kaza değil edadır. Ancak haccı, yıllar boyunca geciktirirse fâsık olur ve şâhitliği reddedilir. Çünkü haccı geri bırakmak günahtır. Bunda ısrar etmek kişiyi fıska götürür. Bu sebeple imkân elde edildiği yıl hac yapmayıp sonraki yıllara erteleyen kimse günahkâr olur. (İbnül-Hümâm, Fethul-Kadîr, 2/418-419) Ayrıca imkân elde edildiği yıl hac görevini yapmayıp sonraki yıllara erteleyen kimse, çeşitli sebeplerle bu imkânını kaybedebilir ve hac yapmadığı için sorumluluk altında kalmış olur. Böyle bir kimse hac yapmadan malı telef olsa, borç para alıp haccetmesi halinde, ilâhî mağfirete nâil olacağı umulur.
Bir de ölümün ne zaman geleceği bilinmediği için ihtiyatlı davranıp hayatta kalınıp kalınmayacağı bilinmeyen daha sonraki bir yıla tehir edilmemelidir. Bununla beraber ömrünün sonunda da olsa, farz haccı yerine getiren kimse, vazifesini yapmış olacağından günahtan kurtulur. Fakat haccetmeden önce ölürse, hac için vasiyet etmiş olsa bile günahkârdır.
Bu şekilde haccını erteleyip daha sonra bizzat hac yapamayacak duruma düşen kimse, yerine bedel yani vekil göndermek zorunda kalır. Bu sebeple en doğrusu: Hacca genç yaşta, bilgili, ihlaslı gitmek ve mukaddes yolculuğu tehir etmemektir.
Fakat ne yazıkki, hacca çoğunlukla bir defa ve önceki yıllarda gitme imkânları olduğu halde ileri yaşlarda, daha çok emeklilikte gidilmektedir. Bu sebeple de hac uygulamalarında zorlanmalar hatta aksaklıklar meydana gelmektedir. Şu bir gerçekki, günümüz şartlarında dahi, hac yapanlar hac ibadetinin gençlikte yapılması gereken, meşakkatli bir ibadet olduğunu ifade etmekte, yaşlı hacılar da hacca daha genç yaşta gitmemiş olduklarından pişmanlık duymaktadırlar.
Unutmayalımki, ibadetlerin en faziletlisi, genç yaşta yapılanıdır. Bir de hacca genç yaşta gitmenin sevabı kadar fiziki gerçekliği de var. Hac vazifesini yapacak kimselerin mutlaka enerjik, dinç ve güçlü olmaları gerekiyor. Çünkü malî imkân yoksa, hemen Kâbe'nin yakınında kalıp, namaz kılıp, tavaf ve diğer ibadetleri yapıp hemen otele gidip dinlenme ihtimali yok demektir. Buna imkânı olanlar elbette var. Ancak milyonlarca hacı arasında bunların oranı oldukça düşük. Kâbe'ye 5 km, 10 km hatta 15 km uzakta kalan hacıların sayısı oldukça fazla. Ayrıca genç, güçlü ve zinde olmak başta Kâbe'yi tavafta, Safa ile Merve arasındaki sa'yde, Arafat ve Müzdelife'deki vakfede, Mina'daki cemerat yani şeytan taşlamada da çok önemli. Bunların hepsini yaşamış biri olarak söylüyorum ki, hac muhteşem bir ibadet. Bu nedenle bekletmeyin, hacca genç yaşta gidin. O duyguyu mutlaka yaşayın ve anlatın... Hacca genç yaşta gidin... Ne kendiniz yorulun ne diğer Müslümanları yorun...
Ayrıca: "Genç yaşta hacca gidilmez. Çünkü hacdan dönünce insan kendisini muhafaza edemez, hacdan gelen kişi ticaret yapamaz, tartı tartamaz." vb. sözlere itibar etmemek gerekir. Çünkü bilindiği gibi hac meşakkatli bir ibadettir. Bu özelliğinden dolayı hac ibadetinin genç yaşta yapılması, haccın sağlıklı bir şekilde ifası açısından büyük önem arz etmektedir.
Bir Müslümanın hacı oldum diye memleketine dönünce her şeyi bir tarafa bırakıp ilgisini kesmesi yanlış bir davranıştır. Bir Müslüman her ne sebeple olursa olsun hayattan uzak kalmamalıdır. Ticarette ve tartıda doğru dürüst davranmak, sadece hacca gidene değil, hacca gitmeyene de farzdır. Bu sebeple hacca giden bir Müslüman gerek hac öncesi ve gerekse hac sonrası işlerini, yaşayış tarzını diğer Müslümanlara örnek teşkil edecek bir canlılık, dürüstlük ve güzellikle devam ettirmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.