Ne iyi ettiz de geldiz
Dedem rahmetli askerliğini Elazığ'da yapmış; 'Elaziz' derdi. Yanlış söylüyor sanırdım çocuk yaştayken. Meğer doğrusu buymuş.
Hafta sonu oradaydık; aziz ve muhterem insanların şehrinde.
Başbakan Erdoğan TOKİ tarafından yapılan deprem konutlarını teslim etti.
O töreni, yapılan evleri, kalabalığı, gösterilen ilgiyi yakından görmek, ekrandan seyretmeye benzemiyor.
*
Başbakan Erdoğan, on beş metrelik mesafeyi yarım saatte yürüyebildi.
Etrafını saran vatandaşlarla sohbet etmesi...
Yazdığı mektubu kendisine ulaştırabilmek için kalabalık arasından yaklaşmaya çalışanların çokluğu...
Beraber fotoğraf çektirmek isteyenlerin mücadelesi...
Seçimde milletvekili adayı olmak gibi bir aslanı gönlünde taşıyanların görüşebilme çabaları...
Beni de görse, hiç değilse gözgöze gelebilsek diye olduğu yerde yükselmeye çalışırken, boyunun on santim daha uzun olmadığına üzülenlerin etrafını sarması...
Bir yürüyüş koridoru açabilmek için emniyet mensuplarının burnundan terlemesi...
Bütün bunlar olurken, on beş metrelik mesafeyi yarım saatte aşmak makul sayılmalı.
*
8 Mart'ta yaşanan deprem felaketinden sonra TOKİ ile Elazığ Valiliği iki koldan çalışmalara başlamış ve yedi ay gibi kısa bir sürede binalar bitirilmiş.
Vali Muammer Erol ile görüşme imkânı bulduk.
Vali Bey şöyle söyledi: "Normal prosedürle işleri yürütmeye çalışsaydık, iki senede inşaata ancak başlanırdı."
*
Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala ile ayak üstü sohbet ederken, bir vatandaşımız yaklaştı. Beritan Aşireti'nin yerleşik düzene geçmek istediklerini, arazi sorunları olduğunu beyan etti.
Efkan Bey, muhatabının kıyafetini görüp talebini duyunca, hayretini gizleyemedi.
Milletvekili adayı gibi giyinmişti.
Göçerliğiyle bilinen ve hayvancılıkla geçinin aşiretin yerleşmek için arazi istemesini memnuniyetle karşıladı Efkan Bey. İlgileneceğine söz verdi.
*
Elazığ'ın üç etrafı göllerle çevrili.
Biz gazeteci arkadaşlarla bir gün önce gidip biraz gezmek istedik.
Önce Çırçır'da kahvaltı, sonra Keban'da baraj gölü... Baraj inşaatı sırasında hayatını kaybeden 32 kişi için dua ettik, emeği geçenleri minnetle andık.
Oradan Harput'a geçtik ki rahmetli Ahmet Kabaklı'dan dinlediğimiz Harput öyle kısa süre içinde gezip bitirilebilecek bir yer değil.
Sivrice'de göl kenarında yemek yedik.
Akşam da Çayda Çıra Müzik Derneği'nde Kürsü Başı programına katıldık.
Hicaz'dan Hüzzam'a, Uşşak'tan Muhayyer Kürdi'ye gezindik, Diyarbakır'dan Urfa'ya, Kerkük'ten Elazığ'a kadar uzandık. Ve gördük memlekette ne cevherler gizli.
*
İkinci gün feribotla Pertek'e geçtik, oradan Tunceli'ye uğradık.
Bir çay içimi ancak kalabildik; törene yetişmek için hemen yola çıkmamız gerekti.
Başbakan'ın Elif Abla diye seslenip sohbet ettiği Elif Çakır, Atılgan Bayar, Mükremin Atmaca, Cengiz Er'le beraber yaptığımız bu sıkıştırılmış tablet gibi geziden anladığımız şu ki Elazığ'a tekrar gelmek gerekiyor.
Elazığ'ın bir kusuru var, buradaki arkadaşlar misafirperverliği abartıyor.
Biz İstanbul'da öyle mukabele edemeyiz, mahcup oluruz; bunu hiç düşünmüyorlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.