Irak’ta hükümet süreci tıkandı mı?
Irak’ta seçimlerin ardından geçen 8 aylık süreye rağmen hükümet kurulamadı. Daha önce de dikkat çekmiştik. Şii grupların oluşturduğu ittifaka Kürtlerin vereceği destekle bir hükümet kurulması için son aşamaya gelindi. Ancak çözülemeyen bazı sorunlar var ve bu nedenle pazarlıklar devam ediyor.
Son günlerde Bağdat-Erbil ekseninde peş peşe yapılan toplantılarda, hükümet denkleminde kimin ne kadar yer alacağına dair ayrıntılar ele alınıyor. Burada bir nokta dikkat çekici. Irak’taki tüm siyasi gruplar Erbil’de bir araya gelebiliyor. Bu bir bakıma bölgesel Kürt yönetiminin Irak denkleminde oluşturduğu ağırlığın da ifadesi.
Dün Erbil’de yapılan toplantının ardından bir açıklama yayınlandı. 11 maddelik bu açıklama, bir anlamda uzlaşma protokolü olarak tanımlanabilir. İlk maddede, tüm siyasi grupların Irak anayasasına olan bağlılığı vurgulanıyor. Bir diğer maddede, Irak’taki etnik kesimler arasındaki dengenin hükümet çalışmalarında gözetilmesi ifade ediliyor. Anlaşılan pazarlık süreci henüz bitmedi.
***
Muhtemelen bu toplantı serisi devam edecek. Kuvvetle muhtemel başbakan adayı üzerinde bir sorun yok. Nuri El Maliki yeni hükümetin başbakanı. Kürt siyasetinin uluslararası düzeyde kabul gören aktörü Celal Talabani’yi, tekrar cumhurbaşkanı olarak göreceğiz.
Burada en önemli sorun, Talabani’nin sağlığının bir hayli kötü olması. Öte yandan onun siyaseten en güçlü olduğu Süleymaniye şehrinde peşpeşe seçim yenilgileri alması da zihinleri kurcalayan bir başka etken. Buna rağmen Kürtlerin uluslararası anlamda en fazla öne çıkan aktörü hala Talabani ve bu da onu cumhurbaşkanlığı konusunda en ciddi aday kılıyor.
Erbil toplantıları sırasında Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun bölgede temaslarda bulunması, Ankara’nın hükümet trafiğiyle yakından ilgilendiğini gösteriyor. Türkiye açısından iki temel mesele var. Birincisi seçimlerde aktif olarak desteklediği Sünni grupların hükümet senaryolarında dikkate alınması. Allavi’nin kurulacak hükümetle ilgili kendisine gelen Meclis Başkanlığı teklifine, daha geniş bir pazarlık talebiyle karşılık vermesi, toplantılarda ciddi bir tartışma konusu oldu. Türkiye, Allavi’nin bu teklifi kabul etmesinin yanı sıra, önemli Sünni liderlerin de kritik bazı makamlarda olmasını istiyor.
Türkiye’nin ikinci önemli başlığı, Kürtlerin hükümet denkleminde yer almasının yanı sıra, Türkmenlerin de bir şekilde temsil imkanı bulabilmesi. Erbil’deki bölgesel yönetimin çatısı altında Türkmenlerin temsili, Ankara açısından yeterli bulunmasa da, Kürtlerin ve Türkmenlerin birlikte bir siyasi kültür geliştirebilmesi anlamında önemseniyor.
Nitekim Mesut Barzani, peş peşe yapılan toplantılarda, bir yandan kendi hassasiyetlerini ifade ederken, Türkmenlerin siyasi sistemde yer almasının da altını çizdi. Bu mesajın parantezinde, Kürtlerin Ankara’yla son yıllarda geliştirdiği iyi ilişkilerin izini görmek mümkün. Daha önce de dikkat çektiğim gibi, Kürtlerin Bağdat hükümetinde güçlü olarak temsil edilmesi, iyi yönetilebilirse Türkiye’nin gücü olacak.
***
Irak denkleminde İran’ın ne denli güçlü bir aktör olduğu artık dünyanın malumu. Nitekim Şii grupları pazarlık masasında güçlü kılan temel aktör de İran. Ancak neresinden bakarsanız bakın Irak Şiileri için İran’la birlikte tanımlanmak, sanıldığından çok daha problemli bir parantez.
Ankara’nın Şii kartında eli elbette İran’a göre çok zayıf. Ama Şiilerin, özellikle Maliki gibi önemli aktörlerin Türkiye’yi ne kadar dikkate aldığını hatırlarsak, burada mesafe almanın sanıldığı kadar zor olmadığını da görebiliriz.