Ekrem Kızıltaş

Ekrem Kızıltaş

Esas mesele!..

Esas mesele!..

Ülkemizin en önemli problemi nedir sizce?..

İşsizlik mi?.. Yoksa rahmetli Üstad'ın dediği gibi: 'Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul' düşüyor olması hali; yani gelir dağılımındaki adaletsizlik mi?

Çalışan ve üreten kesimler yerine, finansla uğraşanların daha çok kazandıkları bir sistemin hakim olmaya başlaması mı?

Finans sektörünün sadece kârı önceleyen ve bunu sağlayabilmek için hemen her türlü spekülasyonu caiz göreceğini varsaymak durumunda olduğumuz yabancıların eline geçiyor olması mı?

Üretimle ilgili maliyet kalemlerinin müthiş pahalılığı sebebiyle ülkemizin bir tür ithal mallar istilasına uğramış olması mı?

Daha kısa bir süre öncesine kadar, tarım ve hayvancılık konusunda dünyanın kendi kendisine yetebilen nadir ülkelerinden birisi olan ülkemizin, artık huhubat ithal etmeye başlamasının yanında, kurbanlıklarını bile yurtdışından getirmeye mecbur kalması mı?

Eğitim, sağlık, güvenlik, bayındırlık ve başka sahalarda, eski yıllara oranla nisbeten az olsa da, halen sürmekte olan sıkıntılar mı?

İnancının gerektirdiği gibi yaşamak hususunda biraz daha dikkatli olmaya çalışan kızlarımızın ve kadınlarımızın, başörtüsü/tesettür konusunda karşılaştıkları sıkıntılar mı?..

Listeyi ve tabii soruları alabildiğine uzatmanız mümkün.

Listenizde ve sorularınızda kısmen mübalağa edebileceğiniz şeyler olsa da, bütün bu sayılanların ve sayılabilecek olanların, bizim problemimiz olduğu açık.

Ancak dikkat ederseniz, ülke meselelerinin tartışıldığı hemen bütün mahfillerde, özellikle son zamanların en önemli meselesi başörtüsü meselesi.

Üniversitelerde YÖK'ün yerinde girişimleriyle ağırlıklı olarak halledildiği anlaşılan başörtüsü meselesini, şimdi ilkokullarla ilgili zeminde tartışmaya başlamış bulunuyoruz.

Oysa ülkenin bu kadar önemli problemleri tartışılmayı ve ardından tabii ki halledilmeyi beklerken, belki de hiç mesele olmaması gereken başörtüsünü sürekli olarak gündemin ön sıralarında tutmaya çalışmanın başka sebepleri var mıdır acaba?

Bir tarağın dişleri gibi eşit vatandaşlar olarak yaşadığımız/yaşamamız gereken; kimsenin kimseye karşı herhangi bir üstünlüğünün olmadığı/olmaması gereken bu ülkede, mevzuatta zaten olmayan bir yasağı hemencecik kaldırıp bir daha gündeme almamak varken, sürekli olarak tartışma zeminine getirmek, kime ne fayda sağlar ki?..

Sağlıyor olmalı ki, tam halledildi derken, haydi yeni bir sayfa açıp tekrar tartışmaya başlıyoruz.

Kendisinde birtakım imtiyazlar olduğu zannına kapılan bir kesim, ülkede yaşamakta bulunan hemen herkesin kendilerinin arzu ettiği gibi yaşaması ve davranması gerektiğine inanmış ve bunu sağlayabilmek için kanun nizam tanımadan, veryansın ediyor.

Kendilerini nerdeyse kimse karışmazken, onlar başkalarının hayatlarına istedikleri gibi karışacaklarını zannediyor ve bunun için ortağıı velveleye verip duruyorlar.

Yasaktan canı acıyanların tavrı tabiiki anlaşılır bir şey. Ama, yasak vasıtasıyla başkalarının canını acıttıklarını iyi bilen ve ama bu yasağı mutlaka sürdürmek niyetiyle ortalığı karıştıranların başka dertleri var muhakkak...

Halen sürmekte olan yapıdan memnuniyet duyup, bu yapının esaslı unsurlarının değişmemesi ve devamı için sanki bütün bu olup bitenler.

Oysa kısa, orta ve uzun vadede ülkemizin esas meselesi, gelir dağılımındaki adaletin mümkün olduğu kadar kısa sürede sağlanabilmesi meselesidir.

Farkında mısınız bilmiyorum ama satın alma gücümüz sürekli olarak düşüyor/düşürülüyor ve diğer meseleler sanki bunun sağlanabilmesi için karşımıza çıkarılıyor...

Not:

Kurban Bayramınızı tebrik eder ve hepimiz için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hakk'tan niyaz ederim. (E.K.)

Ekrem

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ekrem Kızıltaş Arşivi