Mehmet Talu

Mehmet Talu

Câhiliye devrinde kadınların sokağa çıkış tarzı

Câhiliye devrinde kadınların sokağa çıkış tarzı

Eski cahiliyet devri, fetret dönemi olmakla beraber, her asırda cahiliyetin ayrı bir kılıkla ortaya çıktığı unutulmamalıdır. Ardarda gönderilen peygamberler hemen her devirde ve her yerde cehaleti gidermeye, kötü ve çirkin âdetleri kaldırmaya ve onların yerine ilâhî düzen ve medeniyeti getirmeye çalışmıştır.

Cahiliyet devri kadınlarının çoğu birbirine benzerdi; ancak değişik kılıkta gezip tozmuşlardır. Hak dinin medeniyet havasını teneffüs etme imkânına erişenler ise, bu genellemenin her zaman dışında kalmış ve örnek olma düzeyinde bulunmuşlardır.

Cahiliyet devrinde kadınların ölçü tanımaz davranışlarını müfessirlerimiz şöyle tesbit edip özetlemişlerdir:

a- Baş açık, saçlar bazan dağınık, bazan süslenmiş; gerdan ve göğüsler yarı açık bir halde sokağa çıkarlardı.

b- Giyindikleri entari iki yandan yırtmaçlı olur; yürüdükleri zaman bacak ve baldırları görünürdü.

c- Kırıtarak, cilvelenerek, güzel kokular sürünerek gezip dolaşırlar ve her vesileyle erkeklerin dikkatini kendilerine çekerlerdi.

Anlaşıldığı gibi, yirminci asrın cahiliyeti de belirtilen konuda o dönemden geri kalmamakla beraber, daha da ileri bir safhada kendini yer yer, ülke ülke hissettirmektedir.

Başörtüsünü düşman gibi görenlerin, başı örtülü hanımların çoğalmasıyla kendi dünyalarının yıkılıp gideceğini sananların bizi içine çekmek istedikleri tuzağa düşmeyeceğiz! Onlara istedikleri kozu vermeyeceğiz!

Bu konuda en son bir bayan milletvekili çok yersiz, çok talihsiz, çok zararlı: "Kadınların örtünmesi Sümerlere, Asurlara kadar dayanıyor. Sümerlerde fahişeler örtünmüş, (.....) Ey örtülü kadınlar!.. Atın örtülerinizi ve özgürleşin..." meâlinde bir beyanda bulunmuş.

Ne kadar yersiz ve saçma bir çıkış. Sanki millî barışı, toplumsal uzlaşmayı berhava etmek istiyor.İslâm kültüründe bir kadının örtünmesi, onun hür olduğuna alamettir. Eskiden kölelik varmış, cariyeler varmış. Tesettür onlar için gerekli ve mecburi değilmiş.

Başörtüsü düşmanları her fırsatta bizi tahrik etmek için "Sümerlerde fahişeler örtünüyordu" diyerek nasırımıza basıyorlar ve aynı şekilde kendilerine hitap etmemizi istiyorlar.

Yani bekliyorlar ki, "Asıl fahişeler, "Sümerlerde fahişeler örtünüyor" diye bizim hanımlarımızı fahişelere benzetenlerdir" diyelim ve onlar da hemen "Bize fahişe dediler" diye kıyameti koparsınlar!

Yağma yok!

Asla böyle bir şey söylemeyeceğiz!

Asla onların seviyesine inip konuşmayacağız!

Asla onlara istedikleri kozu vermeyeceğiz!

Onların iki de bir "Sümerlerde fahişeler örtünürdü" örneği vermelerini kendi terbiyesizliklerine verip geçeceğiz!

Merak edenler İslam'da kimin örtünüp kimin örtünmeyeceğine ilişkin bilgileri en basit ilmihal kitaplarında bile bulabilirler!

Mümine hanımlar elbette örtünmekle mükelleftir!

Kim ne derse desin bu ilahi gerçeği değiştirmek mümkün değildir!

Merak edip bakanlar İslam'da cariyelerin örtünmekle mükellef olmadığını göreceklerdir!

Biliyoruz başörtüsüne karşı savaş açanlar "Çamur at da kendisi kalmasa da izi kalır" diyorlar!

Sanıyorlar ki, attıkları çamurun izi kalacak ve bu çamur izinden dolayı biz kınanacağız!

Yok, böyle bir şey!

İnsanlar artık çamur atanları kınıyorlar!

Durup dururken masum insanlara çamur atanlara iyi gözle bakılmıyor!

Onların çamur atarak, iftira ederek, nasırımıza basarak bizi tahrik edip kendi seviyelerine çekmeye çalıştıklarının farkındayız!

Kendi üslupları ile kendilerine hitap etmemizi bekliyorlar!

Biz öyle hitap edince de "Bakın ne kadar hoşgörüsüzler, kendileri gibi giyinmeyenlere fahişe diyorlar" diyerek bizi köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar!

Bu da bizi tanımamalarından kaynaklanıyor!

Biz bırakın iffetli hanımlara fahişe demeyi, fahişelere bile fahişe demekten imtina ederiz. Onları da kazanmanın yollarını ararız.

Tıpkı bugün bize iki de bir "Sümerlerde fahişeler örtünürdü" diye göndermelerde bulunanları kazanmak istediğimiz gibi!

İslâm Dini bu şekil sokağa çıkışları yasaklarken, önce kadının namus ve iffetini korumayı, sonra da onun annelik vakar ve şerefini güvence altına almayı; her türlü kötü bakışlardan onu uzak tutmayı ve toplum içinde ona saygınlık kazandırmayı amaçlamıştır. Aynı zamanda aile yuvasını kutsal bir düzeyde tutmayı, kem gözlerden sakındırmayı; komşular arasında namus ve iffet perdesine güven damgasını vurmayı hedeflemiş ve sağlam karakterli, dürüst ve faziletli, imanlı ve ahlâklı nesillerin ana kucağında, baba ocağında eğitilip yetiştirilmesini plânlayıp bunun için gerekli bütün müfredatı belirlemiştir.

Şüphesiz kadının cahiliyet devri yaşantısına özenti duyması veya o havaya girmesi bütün bu amaç ve plânları yıkar. Birbirine kardeşçe yaklaşmayan, güvenmeyen şehvet mübtelâlarının çoğalmasını hızlandırır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Talu Arşivi