Sesini kaybeden Şef
Bir yakışıklı aktör eskisi ansızın bir ses duymuş...
Tarık Akan, Yeşilçamın solculuk taslayan mensuplarındandır. Bu hüviyetiyle halkın değerlerine inançlarına hor bakan bir mevkide durur. “Sinema ve solculuk”, “yakışıklı aktörlük ve solculuk” bunlar öyle derinlemesine girilecek, girilince ekmek çıkarılacak mevzular değil...
Nitekim, Tarık duyduğu ses üzerine sazan gibi Akan bir şahsiyet olduğunu ortaya koymuş. Arşimet lisanıyla, değil 3 kere, 33 kere Evreka! Evreka!... diye haykırmış.
Bulduğu “Şef”in sesiymiş...
Bu “Şef” tabirini durduk yere kullanmadım. O ömrünün son yıllarında “Şef”di. Hem de “Ebedî Şef”... Ölümünden sonra çıkan gazeteleri bulun bakın... Sadece bu sıfatla tanımlandığını göreceksiniz.
Ebedî Şef, ebediyete intikal edeli 72 küsur yıl geçti.
Vefat yıldönümleri hâlâ millî yas günü olarak geçiriliyor.
Gazeteler siyah çıkıyor, televizyonlar ağırlaştırılmış programlar uyguluyor, Anıtkabir’de protokol erbabı asık suratlarla çelenk bırakıyor...
Şef öldü... Heykelleriyle, Anayasayla, kanunlarla, eğitim ve iletişim müfredatıyla yaşatılmaya çalışılıyor. Anaokuluna gönderilen küçücük bebelere bu ebedi şefle ilgili şiirler ezberletiliyor, onun ölmediği, ölmeyeceği söyleniyor, o yaşta Anıtkabir merdivenlerinden tırmandırılıyorlar sabiler...
Kâbe ziyaret ettirilir gibi huşu içinde Anıtkabir ziyaret ettiriliyor! Milli Eğitim bakanı bu bebelerin durumuna baksın artık. Şef ilahmış gibi çocuklara empoze etmekten vazgeçilsin artık.
Tarık aktör olmadan önce, talebeydi. İlk mektepte öğretmeni ona müfredat icabı “Şef” sevgisi aşıladı. Araştıran, okuyan, düşünen bir genç olsa idi, en azından bu sevgiyi teyid etmek için kendini geliştirirdi.
Bunu yapmaya vakti olmamıştır muhtemelen.
Sinema çok yorucu bir meslektir...
İlk mektepteki sevgiyi desteklemek için imajdan başka sermayesi yoktu.
Şef, her şeyin büyüğü, ulusu, en âlâsı olmalıdır. En hızlı o koşmalı, en iyi o yüzmelidir!
Onun boyu çok uzun olmalıdır: Tarık gibi!
Neden Tarık hiç “Şef” rolünde oynamadı? O uzun boyuyla yakışırdı hani!
Heykellerine bakarak “Şef”in boyu hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler, bu imaj dökümünden bir sonuca varamazlar.
Şunu söyleyebiliriz, Şef’in boyu, bugün Harbiye’ye kabulüne uygun olan sınırın altındadır! Bize göre bu bir nakise değildir. Boyu uzun olmayan çok sayıda büyük insan vardır tarihte.
Şef’in sesi Şef üzerinden Türkiye’yi yönlendirmeye çalışanları rahatsız eden bir inceliktedir.
Bu yüzden, Şef rolü oynayan bütün aktörleri kalın bir sesle konuştururlar.
Bize göre bu da bir nakise değildir!
Amma, hem kısa boylu, hem sesi ince... Hem de şekerli kahve içiyor!
Gel de bu fıkraları yok et!
Tarık bir ses duydu. “Şef”in sesi sandı. Ses “Selânik Selânik kahpe Selanik” türküsünü gür sesle okuyordu...
Tarık aradığını bulduğunu sandı: Evreka Evreka Evreka! Hemen televizyonlar bu sesi yaymaya başladı.
Keşke bu sesi kaydeden hakikati açıklamasaydı! Bir kameramanın sesi Şef’in sesi olarak tedavülde kalsa ve Şef üzerinden Türkiye’yi yönetmeye çalışanların yüreği ferahlasa idi!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.