Ya korunacak ülke saldırırsa?..
Bir NATO projesi olan Füze Kalkanı Sistemi ile ilgili tartışmalar sürüyor. Ve anlaşılan gündemde kendisini geri plana itecek bir başka gelişme olana kadar daha epeyce de sürecek.
Tartışmaya katılan kesimlerin konuya yaklaşım biçimleri tabii olarak farklı farklı.
Bazıları, madem ki NATO böyle bir şeye ihtiyaç duymuş, tartışmanın ve üzerinde fazla konuşmanın anlamı yoktur; yapalım gitsin, çünkü batılıların mutlaka bir bildikleri vardır, görüşünü seslendiriyor.
Tam da komşularımızla sıfır problem moduna girdiğimiz bir dönemde, önemli bir komşumuzu rahatsız edecek bir projeden bahsediliyor olduğunun elbette farkındalar. Ancak 'batıya güven gerisini merak etme sen' yaklaşımından vazgeçmek akıllarının ucundan bile geçemiyeceği için, konuya bu şekilde yaklaşmayı tercih ediyorlar.
Proje kapsamında Türkiye'ye yerleştirilebilecek silah sistemlerinin, isim zikredilmemiş olsa da, İran'a karşı yerleştirileceği ve nihai maksadın da bu ülkeden İsrail'e olabilecek herhangi bir saldırıya karşılık vermek olduğu kanaatinde olup, bu durumdan memnun oldukları anlaşılan bir başka kesim var ve bunların hayıflandığı tek şey de, projeyle ilgili olarak İran'ın isminin açıkça anılmaması...
NATO kapsamında olsa da, ülkemize yerleştirilecek bir silah sisteminden bahsedilirken, bu sistemin Türkiye'yi değil de, onu korumak isteyen ülke ya da ülkelerin çok daha başka formüller bulabileceği bir başka ülkeyi, yani İsrail'i savunmak amacıyla yerleştirilecek olması sözkonusu.
Vaktiyle kendisine karşı kurulduğu bir ittifakın çekirdek gücü olan Rusya'yı da yanına almış gözüken NATO'nun, üyesi bile olmayan bir ülkeyi korumak adına, ülkemizin topraklarını ve dahası ülkemizin imkanlarını kullanacak olması ihtimali, bu kesimlerin kıllarını bile kıpırdatmıyor anlaşılan.
İran'ın sahip olduğu konvansiyonel silah sistemlerinin ve henüz sahip olmadığı ve sahip olmayı arzu etmediğini sıklıkla ifade ettiği muhtemel nükleer gücün, bir gün ülkemize karşı da kullanılabileceği şeklindeki vehim, Türkiye'nin her şart altında İsrail'in ve batı ittifakının yanında yer alması gerektiği şeklindeki bakış açısından kaynaklanmaktadır.
Ülkemizin savunması sözkonusu ise eğer, bu savunma anlayışının neden değişik alternatifleri içermediğini tartışmak ve tamamen kendi ihtiyaçlarımıza göre bir yapı oluşturulmasını temin etmenin yollarını aramak yerine, başkalarının hesaplarına göre oluşturulmuş bir sistemin kabul edilmesini savunanlar; Türkiye'nin hiç bir zaman kendi ayaklarının üzerinde durmaması gerektiğine inananlardır herhalde.
Bir gün İran'la aramızın bozulabileceğini düşünenlerin, benzer gelişmelerin çok daha önce komşumuz olan ve olmayan başka ülkelerle de yaşanabileceğini akletmiyor olmaları, en azından garip bir durum.
Türkiye'nin savunması, kontrolü ve tetiği kendi elinde olan silah sistemleriyle sağlanabilecek bir şey ise, ki öyledir, bir ülkenin bir başka ülkeyi hedef alacağından korkulan saldırılarına karşı ülkemizde savunma kalkanı oluşturulmasının düşünülmesi, kabul edilemez bir şeydir.
Kendisine saldırılacağından korkulan ülkenin yani İsrail'in İran'a saldırmayacağının garantisi var mıdır mesela?.. Böyle bir garanti olmadığına göre; ülkemize yerleştirilmesi muhtemel sistemin bu durumdaki fonksiyonu ne olacaktır?..
İran'ı Türkiye için de muhtemel bir tehdit olarak görenler; İsrail'in ülkemiz için herhangi bir tehdit oluşturmayacağından nasıl emin olabiliyorlar acaba?..
Böyle bir durumda NATO savunma sisteminin bize bir faydası olur mu, ne dersiniz?..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.