Suud Krallığının Sağlık Sorunları
Bugünkü Suudi Arabistan topraklarında 27 Mayıs 1927’de Necd ve Hicaz Krallığı adında bağımsız bir devlet kurulmuştu. Bu devletin resmi adı 1932’de Suudi Arabistan Krallığı olarak değiştirildi. Devletin kralı da 9 Kasım 1953’e kadar aynı zamanda kurucusu olan Abdülaziz ibnu Suud idi.
Kraliyet rejimlerinde çoğunlukla krallık babadan oğula geçer. Bazılarında da belli bir öncelik hakkı sirkülasyonunun işletildiği düzenleme vardır. Bu sirkülasyon bazen büyük kardeşten küçük kardeşe doğru kardeşlerin bitmesinden sonra da bir sonraki neslin yaşça veya öncelik sıralamasında birinci sırada gelenine geçecek şekilde, bazen de diğer yakınlık sıralamasına göre işletilir. Suudi Arabistan Krallığı’nda devletin kurucusu Abdülaziz ibnu Suud’un vefat etmesinden sonra kraliyet sirkülasyonu onun oğulları yani kardeşler arasında işledi. Birinci nesil hak sahipleri bitmediği için henüz ikinci nesilden veliaht tayini yapılmış değil.
Krallığın babadan oğula geçtiği sistemlerde genellikle bir kral ölüp de yerine yenisi geldiği zaman devletin en üst düzey yöneticisi gençleşir. Hatta çok nadir olsa da bazen bir çocuğun bile krallık makamına oturduğu oluyor. Ama krallık sirkülasyonunun kardeşler arasında işlediği ülkelerde bu yetki çoğunlukla yaşlılar arasında deveran ediyor. Suudi Arabistan’da da öyle olmaktadır.
Suudi Arabistan’ın bundan önceki kralı Fehd ibnu Abdülaziz 1 Ağustos 2005 tarihinde vefat ettiğinde 83 yaşındaydı. Onun sağlığında veliaht tayin edilmiş olan ve 1924 doğumlu kardeşi Abdullah ise, 81 yaşını doldurmuş 82 yaşına ayak basmıştı.
Abdullah ibnu Abdülaziz beş yıl dört aydan beri Suudi Arabistan’ın krallığını yürütüyor. Fakat artık 86 yaşını doldurup 87 yaşına giren Kral Abdullah’ın da ciddi sağlık sorunları olduğu anlaşılıyor. O yüzden iki gün önce yani 23 Kasım 2010 tarihinde tedavi için Amerika’ya gitti. Haberlerde bel kayması sorunu olduğu ve daha çok sırt ve bel ağrılarından dolayı tetkik ve tedavi göreceği ifade ediliyor. Fakat anlaşıldığı kadarıyla damar tıkanıklıkları ve kalp rahatsızlığı da Kral Abdullah’ı zorluyor.
Abdullah ibnu Abdülaziz’in tedavi için Amerika’ya uçmasından sonra vekâleten makamına oturmak ve işlerine bakmak için bir süredir ülke dışında olan Veliaht Prens Sultan ibnu Abdülaziz başkent Riyad’a döndü.
Tahmin ediyorum “prens” dendiğinde zihinlerde gencecik bir yüz canlanır. Ama Suudi Arabistan’ın veliaht prensi bugün dünyada kraliyet rejiminin devam ettiği ülkelerdeki prenslerin birçoğunun dedesi hükmünde. Birleşik Krallık (İngiltere) Veliaht Prensi Charles’ı müstesna tutmamız lâzım tabii.
Suudi Arabistan’ın veliaht prensi Sultan ibnu Abdülaziz 5 Ocak1931 doğumlu. Yani çeşitli hastalıklarla boğuşsa da hâlen hayatta olduğu için krallık vasfı devam eden ağabeyi Abdullah’tan yedi yaş küçük ve 79 yaşını doldurup seksene ayak basmasına sadece 36 gün kalmış. Fakat işin kötü tarafı problemin sadece yaşlılığında olmaması. Verilen haberlere göre o da son iki yıldır ciddi rahatsızlıklardan muzdarip. Son dönemde ülke dışında bulunuyor olmasının sebebinin de tedavi görmesi olduğu söyleniyor. Ama rahatsızlıklarının kamuoyuna pek açıklanmaması tercih ediliyordu. Şimdi ağabeyinin tedavi için Amerika’ya gitmek zorunda kalması üzerine o da Riyad’a dönmek ve krallığa vekalet etmek zorunda kaldı. Veliaht Prens Sultan ibnu Abdülaziz hâlen bu ülkenin Savunma Bakanlığı görevini yürütüyor.
Allah gecinden versin, şayet Kral Abdullah hazretleri vefat ederse hasta da olsa makamına mecburen Sultan ibnu Abdülaziz hazretleri oturacak. Kralın değişmesi durumunda ise bir veliaht prens tayin edilmesi gerekiyor. Bu makama aday kişinin de hâlen İçişleri Bakanlığı görevini yürüten Nayif ibnu Abdülaziz olduğu ifade ediliyor.
Nayif ibnu Abdülaziz daha şimdiden 76 yaşına gelmiş durumda. Bazı yorumcular şu anki veliaht Sultan’ın ciddi sağlık sorunlarının olmasından dolayı Kral Abdullah’ın vefat etmesi durumunda doğrudan Nayif’in krallık makamına oturması ihtimalinin de bulunduğunu söylüyorlar. Ama biz bunu tahmin etmiyoruz. Sultan hastalığından dolayı hastaneye kaldırılsa bile resmiyette krallık sıfatı yine onda olacak Nayif ise vekaleten onun yerine bakacaktır.
Fakat Nayif’in sağlık durumunun da çok iyi olmadığı anlaşılıyor. Çünkü İçişleri Bakanlığı’nda otoritenin daha çok onun etrafında üst makamlara tayin edilmiş elemanların elinde olduğu söyleniyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.