Başörtüsü bir simge

Başörtüsü bir simge

Bunu samimiyetle itiraf etmeliyiz. Evet başörtüsü bir simge ama… Bazı beyinsizlerin iddia ettikleri gibi, lâiklik ve rejim karşıtı bir simge değil.
Tam tersine lâikliğe ve rejime yürekten bağlı olmanın bir simgesi… Bu 3 sebepten böyle olamaz mı? Birincisi, (çok şükür) dindarlığın revaçta olması. İkincisi üniversite bitirdikleri taktirde, rahatça iş bulabilecekleri düşüncesi… üçüncüsü de toplumda farklı görünümleri ile dikkat çekme hevesi olamaz mı?
Hiç şüphe yok ki Allah’ın Emri olduğu için örtünenler çoğunlukta… Onları öbürlerinden nasıl mı ayırt edebiliriz? çok kolay. O ihlaslı, samimi ve muttaki çoğunluğun başörtüleri en bağnaz devrim yobazlarına bile acayip gelmeyecek biçimdedir. örf ve adetlerimize, tarihi ve millî geleneklerimize, Kur’an’a ve Sünnete son derece uygundur. Annelerimizin ve ninelerimizin örtülerinin biraz daha modernize edilmişidir.
Siz onların arasında, saçlarını deve hörgücü gibi yapanlara, sigara, hatta, nargile içip dumanını savuranlara… Velev ki, babaları veya kardeşleri olsun… Erkeklerle kol kola gezenlere… Sokaklarda yüksek sesle konuşanlara… Kısacası hafif davranışlarla fingir fingir edenlere rastlayamazsınız. İşte onlar İstiklâl Savaşımızda cephelere mermi taşıyan, iffet timsali torunlarıdır. Elbette ki onları iftiharla savunmak boynumuzun borcudur.
Ancak maalesef bugün ülkemizde yeni bir sosyetik sınıf türemiştir. Giyim kuşamda, makyajda, ithal malı pahalı giyimlerde, çağdaşlardan fersah fersah ileri gidiyorlar. çarlinin Melekleri gibi hiçbir eğlence ve zımbırtıdan geri durmuyorlar. Yine de Müslümanlığı kimseye vermiyorlar. Herhalde bunlar Ilımlı İslâm’ın ilk turfanda meyveleri…
Sayın Başbakan, dilediği kadar: “İslâm, İslâm’dır. İslâm’ın ılımlısı, çalımlısı, trajiği, romantiği olmaz!” diye haykırsın. “Kefenim boynumda” desin. Yanında kartel medyasının en büyük patronunun 2 trilyonluk vergi kaçağı borcunun yüzde doksanına, uzlaşma yoluyla çizgi çekenleri taşıdıkça… Gökteki yıldızları Türkiye’nin üzerine yağdırsa, memleketimizi çağdaş ülkelerden fersah fersah ileriye götürse… ülkemizi dünya cennetine çevirse… Kartel medyası bu harika başarılara yine bir kulp takar. Elindeki yazılı ve görsel basın akı kara göstermeye ve milletimizi can evinden vurmaya devam eder. Ona kıyak yapan en yakın adamı da imanlı, ihlaslı, çalışkan, cesûr ve yiğit Sayın Başbakanımızın dışında, kendine bir hami arıyor. Ve istikbalini daha şimdiden garantiye alıyor. Neyse konumuza dönelim. Uzun sözün kısası… üniversiteli kızlarımızın başlarını açmamaları, onların rejim düşmanı olmadıklarının en kuvvetli delilidir. Zaman bulabilirsek, bu konuyu biraz daha açarız inşallah…
Şimdilik saygı, sevgi ve dualarımızla.


Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi