Ayvaz Gökdemir'le bir hatıra
Gaziantep’in bu kahraman evladı ile o kadar çok hatıralarımız var ki, söze nereden başlayacağımı bilemiyorum.
Tarihi Türk Ocağı binası bizim (Yani MHP’lilerin) elinde idi. îmanlı vatanperver büyüklerimizi başımıza tac ederdik. Genel Başkanımız Rahmetli Prof. Osman Turan’dı. Süleyman Arif Emre Ağabeyim Hars Heyetinde idi. Hasan Aksay Ağabeyimiz, de Ocağın en yetkilisi idi.
Serdengeçti Osman Yüksel Ağabeyimiz, Adalet Partisinden Milletvekiliydi. Demirel ve o kafadaki AP’liler, Osman Ağabeyden çok rahatsızlardı. Serdengeçti’yi AP’den ihraç talebi ile Partinin Yüksek Haysiyet Divanına vermişlerdi. O hiç aldırmıyordu. “Göreceğiz bakalım. O Divanın haysiyeti yüksek mi, yoksa alçak mı?” diye espriler yapıyordu.
Rahmetli Prof. Ali Fuat Başgil, AP’nin Cumhurbaşkanı adayı idi. Prof. Osman Turan da partinin Teşkilat Başkanıydı. Bu iki büyüğümüz, bir basın toplantısı yaptılar. “Osman Yüksel Partiden ihraç edilirse, bizler de partiden istifa ederiz” dediler. Osman Ağabey ihraç edilince, ikisi de bastılar istifayı ve AP’den ayrıldılar.
Sadettin Bilgiç Ulaştırma Bakanı idi. Bu olayı Sayın Demirel ile barışma vesilesi yaptı. Osman Turan’ı Türk Ocakları Genel Başkanlığından uzaklaştırıp, yerine Sadettin Ağabeyin kardeşi Prof. Emin Bilgiç’i getirmek istiyorlardı. Türk Ocağının o zamanki müdürü olan bir rahmetli kardeşimizle ekibi Bilgiçler ve maalesef (dolayisiyle) Demireller’den yana olmuşlardı.
Bizler Osman Turan’ın etrafında kenetlendik. Ayvaz Gökdemir, o sırada Hacı Ali Demirel’in özel Yükseliş Kolejlinde Genel Koordinatördü. Hiç tereddüt etmeden bizden yana oldu. Ocaktaki AP kanadı Osman Turan’ı düşürmek için bizleri Kongre yapmaya zorladılar.
Rahmetli Faruk Sükan, İçişleri Bakanıydı. Kongre Sabahı Türkocağı Avlusuna 500 polis yığmışlardı. Serdengeçti, Ayvaz Gökdemir ve ben Faruk Ağabeye gittik. Osman Serdengeçti Ağabeyimin başında kalpak vardı. İçişleri Bakanının Makamına girdik. Faruk Sükan bizi güler yüzle karşıladı. Ve Osman Ağabeye: “Komando Ayvaz'la Suikastçı Hüseyin'i almış gelmişsin. Koca Devleti tehdit mi ediyorsun?” diye şaka yaptı. Osman Ağabey cevabı yapıştırdı: “Ulan Sükan mısın, sırıtkan mısın nesin? Osman Turan’dan ne istiyorsunuz? Bütün mevki ve makamları ayağının altına almış, bir büyüğümüz. Türk Ocağının gazocağı kadar hükmü kalmamış. Onu da oradan söküp atmak istiyorsunuz. Masonlar size madalya mı takacak? Hâlâ da sırıtıyorsun” dedi.
Rahmetli Sükan gülerek: “Ulan ben İçişleri Bakanıyım, bir yanına Komandoyu, öbür yanına Suikastçıyı alıp karşıma çıkıyorsun. Bu başındaki kalpak ne?” diye takıldı. Osman Ağabey sözünü esirger mi? “Bırak ulan, kalpakları da sen kaltaklara bak” dedi. Kucaklaşarak ayrıldık.
Ondan sonra ipinucu Faruk Sükan’ın da elinden kaçtı. Türk Ocağı binasını elimizden almaya kalktılar. Bu mücadele yıllarca sürdü. Ayvaz Gökdemir, kardeşimiz, hangi makam ve mevkide olursa olsun. Daima bizim yanımızda oldu. Benden tam 10 yaş küçüktü. Kendi kendime hep: “ülkemizde böyle gençler oldukça, öbür tarafa gözümüz açık gitmeyiz İnşallah…” derdim.
çok şükür bugün de Cezmi Bayram kardeşimiz, İstanbul'da yine tarihi yerlerde, Türk Ocaklarını ayakta tutmaya çalışıyor.
1 ay kadar önce Mehmet Gül, şimdi de Ayvaz Gökdemir… Hasretle beklediğimiz o İlahî Yolculuk bize ne zaman nasip olacak Yarabbi?
Ayvaz Gökdemir’in kahramanca hayatının bir devresi Türk Ocağı binasını Masonlara kaptırmamak mücadelesi içinde geçti. Türk Ocakları Kongresinin yapıldığı, Genel Kurulda, ruhunu sahibine teslim etti. Bu bir nevi şehitliktir inşallah… Kendisine Cenab-ı Mevlâ'dan sonsuz rahmetler, ailesine, yakınlarına ve sevenlerine de sabırlar niyaz ediyorum. Acımız çok büyük. Bir yaştan sonra böylesi acılara dayanmak çok zor.
Biz aciz ve günahkâr kullarından, yardımını ve sonsuz Rahmetini esirgeme Yarabbi!..