Sen de mi hemşerim?
Malatya Plakasının 44 olmasını Malatyalıların dört dörtlük oldukları şeklinde ifade etmiştim. Hemen arkasından da “Bizde yuvarlak yok. Hepimiz sivriyiz” demiştim. Malatya’nın bazı özellikleri vardır. Hemen aklıma gelen bir ikisini sıralayayım:
Miladî 8. asırda, Emir ömer, Ahmedî Duran, Battal Gazi, Abdül Vahabı Gazi gibi İslâm Mücahitleri Malatya’ya gelmişler. Mübarek memleketimin İslâmlaşmasına vesile olmuşlar.
O zamandan bu zamana kadar, Malatya’ya ne düşman ayağı değmiş, ne de Devlete karşı herhangi bir isyan veya ayaklanma en ufak bir yüz bulabilmiş. Onun için Malatya’nın Kurtuluş Günü yoktur. Yakın geçmişte Şeyh Sait taraftarları bile Malatya’ya girememişler. (Benzetmek gibi olmasın amma) Tıpkı bugün de PKK’cıların giremedikleri gibi...
Malatya Coğrafî Konumu bakımından da bir özelliğe sahiptir. Doğunun en batısında, Batının da en doğusundadır. Herhalde bunun için olacak ki, bestekâr Rahmetli Kalender amca: “Malatya Malatya, bulunmaz eşin! Gönülleri coşturur Ayın, Güneşin!” Türküsünü bestelemiştir.
Malatya yine aynı Malatya... Yani yuvarlağı yok ama... Düşünüp taşınmadan ağzına geleni, yuvarlayan aydını çok.
22 Nisan tarihli VAKİT Gazetemizde bir haber vardı. Malatyamızda soylu bir ailenin çocuğu olan, Cem Vakfı Başkanı Sayın Prof. İzzettin Doğan aynen şunları söylüyordu:
“Caminin de ibadethane sayılmaması gerekir. Hz. M. Sadece bir tebliğciydi. namazın ne şekli vardır; ne zamanı; ne de yeri... Onun için (Benim kullandığım klasik deyimdir) At üstünde giderken, Tanrı ile hemhal isen, namaz halindesin demektir. Yani at üstünde de namaz kılınabilir” diyor.
Bu sözler, sevgili Arguvanlı hemşerilerimizin en bilgisiz olanının bile ağzından çıkmaz. Tarihler, Hz. Peygamber (sav)'in Hicretle Medine-i Münevvere’yi teşrif buyurdukları zaman, ilk iş olarak, Ashabı ile birlikte, bizzat kendileri de çalışarak, Mescid-i Nebevî’yi inşa etmemişler midir?
Hz. Ali (Kerem Allahü Veche) o gün rüya yoluyla şehid edileceği kendilerine bildirildiği halde... Mescide gitmemezlik etmiş midir? Ve namazda iken şehid edilmemiş midir?
6. İmam, Hz. Caferi Sadık, İmam Azam Ebu Hanife Efendi Hazretlerinin hem Babalığı, hem de Mürşidi değil midir? 12 İmamın arasında namaz kılmayan tek bir Evlad-ı Resul var mıdır? Bütün dünya ve Şia Tarihleri bunları yazmaz mı?
Kulun her an Allah’la, gönlün de her an secde de olması fazileti, İslâm’ın 5 şartının en önemlisi olan namazın fiilen eda edilmesi mükellefiyetini (Haşa) ortadan kaldırmaz. Namazı kılamamak başkadır. Onu inkâr etmek başka...
Bu konuyu henüz bir ortaokul talebesiyken Sayın Prof. İzzettin Doğan’ın rahmetli babası, Doğan Dede’nin bizzat kendi ağzından dinlemiştim.
O mübarek zat, hiç de oğlu Prof. Sayın İzzettin Doğan gibi düşünmüyordu.
Yarın bu konuya devam edeceğiz inşallah... Saygılarımızla...