Hak etmeyenlerin dokunulmazlıkları
İnsanlık tarihinde adalet, her insana aynı şekilde ve dozda uygulanan bir müeyyidedir. Müeyyidesiz, yani yaptırım gücünden yoksun adalet olamaz. Bu açıdan bakılınca, bizde ideal anlamda adaletin var olup olmadığı, çok ciddî olarak tartışılabilir.
Bir kere sosyal hayatımıza bakalım. Alnı buram buram terli, elleri katmer katmer nasırlı bir işçi, kendine ait olarak meselâ 10 bin lirayı, ömür boyu bir arada görememiş olabilir. öbür yanda bakarsınız ki, işini bilen bir gözü açık, bir telefonla, alnı terlemeden, uykuları kaçmadan, hiç yorulmadan 10 milyarları oturduğu yerde bir telefonla kazanabilir.
Yoksulluk postunu bir defa yırttı mı artık onu kimse tutamaz. çünkü milyarlarca parası, bankalarda kredisi, halk arasında itibarı vardır. Onun için artık, bütün şans, kazanç ve ikbal kapıları ardına kadar açıktır.
Bütün bunları yazarken, tabiî ki, Sayın Demirel’in: “Bunların önüne 4 kaz katsanız, akşama üçünü kaybetmiş olarak dönerler”, Başbakanımızın da: “Bunlar taş taş üzerine koymayı bilmezler” dediği slogancı ve lafçı solcular hoşlansınlar diye yazmıyoruz.
Doğruluğuna inandığımız birtakım gerçekleri Allah (cc) için dile getirmeye çalışıyoruz. Sözlerimiz yanlış anlaşılmasın diye… Yine şaşmaz ölçümüze dönelim. O kutsal ölçü, olaylara İslâmî açıdan bakmaktır.
Malum, yüce İslâm’ın 5 şartından Hac ve Zekât farzlarını da yerine getirmek için zengin olmak lazımdır. Ancak para cepte kıymetlidir. Kalbe sızdı mı, insanı felâkete götürür. Bu konuda çok çarpıcı misaller verebiliriz amma… Bugünkü yazıya sığdıramayız.
En iyisi Hz. Mevlana’nın bir sözü ile ne demek istediğimizi anlatmaya çalışalım. Hz. Mevlana (KS) ‘Bir geminin yüzmesi için suya ihtiyaç vardır. Ancak su, geminin dışındayken onu yüzdürür. Ama içine sızdı mı gemiyi batırır’ buyuruyor.
Demek ki para Müslümanın cebinde iken kıymetlidir. Kalbine sızarsa onu batırır. Halkımızın arasında, bu hususta çok güzel sözler vardır. Meselâ ‘Zengin arabayı yardan aşırır, fakir düz ovada yolu şaşırır’ derler.
Etrafımıza şöyle bir bakalım: Kısa zamanda, Karun gibi zenginleşmiş nice soyguncu, vurguncu, hortumcu büyük hırsızlar vardır.
İşte onlar da fiilî ve ebedî dokunulmaz olanlardandır.
Sayın Başbakan boşuna mı: “Gelin bütün dokunulmazlıkları kaldıralım. Var mısınız? Hodri meydan!” diyerek vurguncu, soyguncu, hortumcu, büyük hırsızlar ve kapitalist devler ile onların slogancı sol koruyucularına ve sayelerinde geçinen yalakalarına karşı, aslanlar gibi kükreyerek meydan okuyor?
Rabbimiz doğruların yardımcısıdır.
Sevgi saygı ve dualarımızla…