ABD diplomatları gibi düşünenler...
Bizler gecikmiş bir yaz mevsimini yaşayaduralım, Wikileaks fırtınası bütün şiddetiyle sürüyor.
Açıklanacağı bildirilen on binlerce belgeden bazıları yayına sunuldu. Yayın önceliğinin önemli olanlara verildiğini düşünürsek, bundan sonra yayınlanacakların pek kıymeti harbiyesi olmadığını söyleyebiliriz.
Dünyanın 270 merkezinden ABD Dışişleri Bakanlığı'na gönderilen bilgi notlarından oluştuğu söylenen belgelerin, şimdiye kadar yayınlanan bölümlerinde ABD, İngiltere ve özellikle de İsrail'i rahatsız edebilecek herhangi bir husus yer almıyor... Bu da yayınlananların bir tür tasnife tabi tutulduğunu ve bazı belgelerin saklandığını; bazı olayların aktarıldığı belgelerde olgularla alakalı eksiklikler hissedilmesi de, belgeler üzerinde bir tür editoryal çalışma yapıldığını gösteriyor.
Diyebiliriz ki: Wikileaks zannedildiği gibi öyle her tarafa doğru esen bağımsız bir fırtına değil. Yani büyük ihtimalle olup bitenlerin ardında başka hesaplar var.
Siz bunu ister ABD'deki mevcut yönetimi köşeye sıkıştırma niyetine yorun; isterseniz de, belgelerde adı geçen ülke yönetimlerine aba altından sopa göstermeye ya da İsrail'in bazı niyetleri için zemin hazırlamaya çalışıldığını varsayın; neticeten, Wikileaks belgeleri meselesi kompleks bir olay ve büyük bir ihtimalle, bir taşla birkaç kuş vurma niyeti ile karşı karşıyayız.
İslam alemi söz konusu olduğunda, herkes tarafından bilinen ve ama pek telaffuz edilmeyen hususları gündeme taşıyan belgelerin; en azından yeni yeni hareketlenmeye başlayan bazı münasebetleri zedeleyeceği ve böylelikle İslam ülkeleri arasında oluşturulmaya çalışılan birtakım işbirliklerini engellemeye sebep olabileceği, aşikar.
Yayınlananları değerlendiren ve bir yandan da yayınlanması beklenenler üzerinde kafa yoranlar, özellikle İran'ı konu alan belgelerin şimdiden ciddi sıkıntılara sebep olduğun altını ısrarla çiziyorlar..
Bu durum, İran'ın nükleer teknolojisini engellemeye kararlı gözüken Batı aleminin ve özelde de ABD'nin söz konusu belge sızdırma olayına sıcak baktığını bile düşündürebilecek bir husus...
İşin Türkiye ile ilgili tarafında en dikkat çekici belgelerden birisi Azerbaycan'la ilgili olanı olsa da, meselenin bir başka yanı var ki, asıl önemli olan da galiba bu durum.
Belgelerin yayınlanmaya başlanmasından bu yana olup bitenlere baktığımızda, belgelerde ye alan hususların, özellikle bu türden konulara kafa yormayanları şaşırttığını, ama bu işlerin nasıl yürüdüğü hususunda fikir sahibi olanları ise bıyık altından güldürdüğünü söyleyebiliriz.
Ancak, ülkemizi esas alarak meseleye baktığımızda, şaşıranlar ve bıyık altından gülenler şeklindeki kategorik ayrıma, ülkemizi kendi arka bahçeleri olarak görme alışkanlığına sahip ABD'li diplomatların düşündüğü gibi düşünen ve memleketimizi ilgilendiren olaylara onların baktığı gibi bakma alışkanlığı edinmiş bir kesimi de ilave etmek gerekiyor ve sıkıntı işte tam da burada...
Ülkemiz, bölge ve dünya meselelerine bizden birisi gibi değil, ABD'li diplomatların baktığı gibi bakan ve gelişmeleri tıpkı onlar gibi yorumlayanların varlığı; aidiyet meselesinin bu kadar mı laçka olduğu; ya da aslında bu kesimlerin aidiyetlerinin mi başka olduğu sorusunu akla getiriyor.
Ülkelerinin menfaatlerini düşünen ve ona göre davranan diplomatlar normal... Ama doğrudan bizi ilgilendiren meselelerde bile yabancı bir ülkenin diplomatları gibi düşünen insanların varlığı, ciddi bir sıkıntı...
Wikileaks belgelerinin bizimle ilgili en çarpıcı yönlerinden birisi, işte bu...
Ge
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.