Gençlik hareketleri
Gençlik hareketlerinden bir ölçüde endişelenmemiz tabiidir. Ancak iktidarlar bu hareketlerin birtakım yasa dışı antidemokrat mihraklarca teşvik ve tahrik edildiğini araştırırlar. 1980’ler Türkiyesi’nde de böyle oldu. Emekli olmak üzere bulunan Orgeneral Kenan Evren, genelkurmay başkanı atandı. Kan gövdeyi götüren Türkiye’de -iktidara karşı bulunduğu için görevini ağırdan alan- sıkıyönetimi harekete geçireceğine, iktidara el koydu. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni kapatmak gibi yasalarımıza göre en büyük suçu işledi. Meclis’in 6 aydır cumhurbaşkanı seçememesini de fırsat saydı (devlet başkanlığı makamı asla boş bırakılmaz, birkaç günden fazla vekâlet kabûl etmez).
11 Eylül günü Türkiye’de kan gövdeyi götürüyordu. Ertesi gün bütün vatan süt limandı. Şanlı ordularımızın bazı komutanları, 27 Mayıs 1960 meş’um ve Mart 1971 gülünç darbelerinden sonra, 10 yılda bir politikacılara çullanmak gerektiği geleneği teessüs etti sanıyorlardı.
12 Eylül Türkiye’de, Merkez Sağ ve Merkez Sol’u (yani Demokrat Parti’nin ta kendisi denen Adalet Partisi ile Cumhuriyet Halk Partisi’ni) kapatarak ortasından ikiye böldü. Geleneksel partilerimizin oluşmasını engellemekle demokrasinin önünü kesti. Koalisyonlar oluşturarak istikrarsızlık getirdi. Bazı olumlu işler yapılmış olabilir. Onlar da gayrimeşrûdur. Zira yetkisiz organlarca gerçekleştirilmiştir. Cumhuriyet tarihimizin en kurnaz politikacısı Evren, kendine göre bir anayasa çıkarttı. Bu anayasa Atatürk cumhuriyetinin temellerine aykırı idi. Fakat askerin bir an önce gitmesi için, zaten atılan her oyun kontrol edildiği bu referandumda vatandaş, yüzde 91’le evet dedi. 2 yıldır devlet başkanı olan Evren’e de ilâveten 7 yıllık bir cumhurbaşkanlığı verildi. Pek çok maddesi değiştirilmesine rağmen bu anayasa hâlâ yürürlüktedir.
12 Eylül, daha önceki 2 darbe gibi Birleşik Amerika’nın okey’i ile yapıldı. 27 Mayıs gibi ana muhalefet partisi genel başkanı paşanın teşviki olmadı. Fakat ortamın oluşmasında, ana muhalefet partisi lideri Ecevit’in kıytırık oylara ihtiyacı dolayısıyla aşırı sola açılımı etkilidir (Ecevit sonradan -gençliğindeki gibi- ılımlı milliyetçilikte karar kıldı).
12 Eylülü oluşturan diğer bir faktör, sonradan 68 Kuşağı denen aşırı solcu dünya gençlik hareketinin Türkiye’de sahnelenmesidir. Yarın devam edip günümüze geleceğim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.