Yumurtalı Taliban
Yumurtalı Taliban, eylem yapıyor. Bugün yumurta atanlar, yarın kurşun atacaktır. Zira, Düvel-i muazzama, ‘derenin taşı ile derenin kuşunu vurma’ niyetinde. Bu acemi eylemciler, tek parti felsefesi denerek, Atatürk denerek, Kürt ezilmişliği denerek, işçi sınıfı denerek Mankurtlaştırılıp kendi hocasına, kendi, üniversitesine, kendi polisine, kendi hükümetine ve tabiatıyla kendi devletine saldırılmakta.
Çünkü...
10 Yılı aşkın bir zamandır askeri darbe yapılmıyor. Bütün gayretlere rağmen Türk ve Kürt kardeşliği olanca sıcaklığıyla sürüyor. Tüm kaşımalara rağmen aleviler kendilerini ayrı bir dinin değil, İslam’ın öz mensubu olarak ilan ediyorlar.
Türkiye kalkınıyor.
İstikrar muhkem şekilde devam ediyor.
Ekonomi zirvede.
Türkiye, Rahim Er’in 10 küsur yıl evvel ortaya attığı Osmanlı Milletler Topluluğu’nu hayata geçirme peşinde.
Türkiye, aslına dönüyor.
Türkiye, kendini sorguluyor.
Dipdiri nesiller, yeniden imparatorluk rüyası görüyor.
Türk Başbakanı Orta Doğu ziyaretlerinde sanki seçim mitingi yapıyor.
Dünyanın sayılı ülkeleri bile iktisadi buhranın pençesindeyken Türkiye demir, deniz ve hava yolu ağlarıyla sadece ülke içini değil, bölgeyi de birbirine bağlıyor.
‘AB Kapısının dilencisi değiliz!! diyoruz.
Bu Türkiye’ye rahat verilmeyeceği tabiidir.
İşgal edecek değiller.
Sevr nerede kaldı da diyemezler.
Düşmanlık, modern zamanlara göre, yani sinsice yapılacak. Masa üstünde el sıkışılırken alttan tekme vurulacak. Yumurtalı Taliban’ın WikiLeaks muammasının ortaya çıktığı tarihte zuhur etmesi nasıl bir tesadüftür? Türkiye, o belgelerin tam hedefinde.
Sivilleşmeler oldu ve oluyor.
Yargı düzene girdi ve giriyor.
Asker askerliğiyle meşgul olmaya başladı ve başlıyor.
Kanunsuzluk yapan, zanlı görülen herkes, paşa da olsa, prof da olsa, gazeteci de olsa, iş adamı da olsa mahkemeye çekiliyor. Bu Türkiye, böyle giderse yine Rahim Er’in 5 yıl kadar evvel derpiş ettiği/öngördüğü gibi 26 Ağustos 2071’de tekrar süper güç/Cihan Devleti olacaktır. 26 Ağustos 2071 Malazgirt’ten kutlu Anadolu topraklarına girip vatan tapusunu elimize aldığımızın bininci yılıdır.
Öyle ise bu Türkiye’nin yolu kesilmeli.
Durdurulmalı.
Öz evladıyla vurulmalı.
Bir kısım çocuklar tahrik edilerek Mankurtlaştırılıp Yumurtalı Taliban yapılmaları bundandır. Onları sokağa dökerek Türkiye’yi raydan çıkartma peşindeler.
Gençlik, heyecandır, gençlik romantizmdir. Eylem, biraz da bir romantik duygudur.
Ama bu gençler, Silivri’den Marksizm adına, İmralı’dan Kürtçülük için, Düveli Muazzama tarafından da Türkiye aleyhine kullanılırken bu ülkenin ortak aklı nerede? Nasıl oluyor da bu Devlet, kendi çocuklarını 15 Sene okuturken, her 15 senede bir kurda -kuşa yem ediyor? Mühim olan 8-11 veya 13 sene mecburi eğitim değildir. O aşkı vermedikten sonra yılların ne değeri var? Eğitimdeki ruh boşluğu, manevi noksanlık, ideal mahrumiyeti görülmeden, üzerinde durulmadan sırf inzibati tedbirlerle bu eylemleri önleyemezsiniz.
O zaman gençliğin bir kısmını, bir kere da kaybettiğiniz gibi polis de yıpranabilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.