“Ula, orayı karıştırma!..”
Gezmenin iyi taraflarından birisi de, çoğu zaman şaşırtıcı ve mutlu edici tesadüflerle karşılaşma ihtimalidir...
Mesela, Kanada'da bir piknik alanında karşılaştığınız sarışın bir kızın, Müslüman olduğunuzu öğrendikten sonra, hafif bir sesle ve sevinçten akan gözyaşları eşliğinde: "Ben de geçen sene Müslüman oldum" sözüne muhatap olmak gibi...
"Çok okuyan mı yoksa çok gezen mi daha iyi bilir?" şeklindeki soru, orta dereceli okullarda halen önemli bir münazara konusu olmayı sürdürüyordur, muhtemelen.
Okumanın bilgi sahibi olmak açısından iyi bir yol olduğu muhakkak. Ancak gezip görmenin önemini de unutmamalı.
Tartışılırken kullanılacak bir argüman olmasa da, çok okuyanın mı yoksa çok gezenin mi daha fazla bildiği sorusunun sağlıklı cevabı: "Hem çok okuyan ve hem de çok gezen daha iyi bilir', olsa gerek.
Peygamber Efendimizi (sav) rüyasında gören Evliya Çelebi'nin, 'şefaat ya Rasulallah' yerine, yanlışlıkla 'seyahat ya Rasulallah' dediği ve bunun üzerine seyyah olduğu söylenir.
Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma'nın da benzer bir hikayesi var mı, bilmiyorum ama kendisine günümüzün Evliya Çelebisi dense yeridir.
Onlarca kitabın müellifi olarak bulunan İhsan Hoca'nın, Beyan Yayınları'ndan (0 212 512 76 97) çıkan son kitabının ismi 'Seyahatname-i Süreyya'.
Prof. Sırma'nın belirli tarihler arasında çeşitli ülkelere ve yurtiçinde bazı yerlere yaptığı seyahatlerde tuttuğu notların düzenlenmesi ile oluşan kitap, klasik bir seyahatnameden farklı bir formata sahip; gezilip görülen yerlerin anlatımının yanında, oraların İhsan Hoca'ya ihsas ettiklerini de öğrenme imkanına sahip oluyorsunuz ve laf aramızda, bu, kitabın en önemli taraflarından birisi.
Gezilen ve anlatılan yerlere bakıldığında, İhsan Hoca'ya gıpta etmemek elde değil... ABD, Kanada, Suudi Arabistan, Sudan, Almanya, Belçika, Lübnan, Malta, Çat, İspanya, Fransa, Mısır, Dubai, Malezya, Bosna Hersek...
Çoğu zaman seminer, konferans, sempozyum... gibi sebeplerle yapılan bu seyahatlerde; gezilen ülkelerin önemli mekanları, karşılaşılan insanların özellikleri, bazı bölgelerin İslam tarihi açısından taşıdığı önem gibi konular; bazı hallerde, adeta gidip görmüş gibi bir his verebiliyor okuyana.
Seyahatnamede gidilen yerlerde yaşanan olaylara da yer verilmiş. Bunlardan, mesela, Trabzon'a giderken uçakta sohbet ettiği, Peygamberlerin köken olarak Türk olduğunu iddia eden bir zata, İhsan Hoca'nın: "Hz. İbrahim'in Türk olduğunu varsayarsak; onunla aynı kavimden olan Nemrut da Türk olmalı o halde?" dediğinde aldığı: "Ula, orayı karıştırma" cevabında olduğu gibi, gülümseten birçok hatıra var.
Yine Karadeniz illerinden birisine, ailesiyle birlikte fındık toplamak üzere gelen Güneydoğulu bir çocuğun, saygısı sebebiyle yükseğe astığı çantada Kur'an-ı Kerim olduğunu söylerken, tedirginliği yüzünden çektiği sıkıntı, sizi hüzünlendirebilecek hususlardan...
Tam da 28 Şubat sürecine rastlayan bazı gezilerde, gittiği hemen her ülkede başörtüsüne ve genel olarak inançlara saygıyı müşahede eden Sırma'nın duygu ve düşüncelerini okumak, burun direklerinizi sızlatıyor...
Florida Devlet Üniversitesi Rektörlüğünün bütün fakülte dekanlıklarına ve bölüm başkanlıklarına gönderdiği, değişik dinlere ait kutsal günlerin listesini içeren ve bu günlerin o dine mensup öğrenciler için tatil olmasını emreden bir yazıda, Ramazan ve Kurban Bayramı tarihlerini görünce hissettikleri de, keza...
Seyahatname-i Süreyya'da çok daha fazlası, okumanızı bekliyor...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.