“Felâket” uyarısı…
Türkiye’nin gerçek gündemi saptırılıyor. Türkiye’nin eğitim meselesi, yüksek öğretimi ve bilimsel araştırmaları baltalayan 12 Eylül darbesinden kalma çürümüş ve çürüten YÖK sisteminin düzeltilmesi, yumurtalı öğrenci olaylarıyla “yumurta tartışmaları” gürültüsüne getiriliyor. Kamuoyu oyalanıyor…
Belli ki siyasî iktidar ve medya manipüle ediyor. Maliye Bakanı, Meclis’te asgari ücretin “ne denli arttırıldığını”, yumurta hesabıyla yapıyor. Halkın gelir ve geçim seviyesi daraldığı halde, bir gecede millî gelirin hükûmetin kendinden menkul rakamlarla 12 bin dolardan 15 bin dolara yükseltilmesinde olduğu gibi saptırmalarla bilgi karartmasına başvuruluyor.
Keza Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Türkiye’nin kamu ve özel iç ve dış borç AKP hükûmetleri döneminde üç-dört katını aşmış. AKP iktidara geldiğinde iç borç stoğu 149.8 milyar dolardan 347.3 milyar dolara, yine 79 yılda dış borç stoğu 129.5 milyar dolardan 266.3 milyar dolara çıkmış.
Kısacası, Maliye Bakanlığı’nın raporu ve TÜİK’in verdiği devletin resmî rakamlarına göre Cumhuriyet tarihi boyunca yaklaşık 80 yılda iç ve dış borç toplamı 231 milyar dolar iken son sekiz yılda 505.8 milyar dolara yükselmiş…
“DENEMELER” BAŞLADI…
Ekonomistler, son sekiz yılda Cumhuriyet tarihinin en büyük borçlanmasına dikkat çekiyorlar. Bu sürede alınan borcun 280 milyar doları bulduğu, buna Tüpraş, Telekom ve Tekel gibi kâr getiren kurumların özelleştirmelerinden elde edilen 30 milyar dolar ve IMF’nin verdiği 10 milyar doların eklendiğinde 320 milyar doları bulduğunu belirtiyorlar. Lâkin buna mukabil bir yatırımın olmadığını nazara veriyorlar.
Birkaç GAP, Tüpraş, Erdemir, PETKİM gibi projelerin gerçekleştirilebilecek bu paranın nereye gittiğini soruyorlar. Hükûmetin bu soruya, mâliyeti ancak 10 milyar doları bulabilecek DP, AP, DYP iktidarları döneminde yapılan karayollarını genişletip ikiye ayıran -12 bin 200 kilometrelik- duble yolların dışında doğru dürüst bir cevabı yok…
Bu arada Türkiye’de yabancı yatırımcıların yüksek faizle “sıcak para”dan bir yılda 180 yıllık kazanç elde ettiği, bankaların bayram, yılbaşı gibi her fırsatta halkın ihtiyacını istismarla bol bol tüketici kredileri dağıtıyor.
Ağırlaşan kış şartlarını ve “yılbaşı turizmi” adı altında eğlence ve sefâhat damarını tahrikle sözde düşük faizlerle, 60 aya varan kampanyalarla memur, işçi ve emekliyi yüksek meblağlı kredi kampanyalarına özendiriliyor.
Bunun yeni bir krize yol açacağı endişelerinin artığı bir vasatta, ekonominin büyük bir risk içinde olduğu belirtiliyor.
“Sıcak para”nın herhangi bir “siyasî kriz”le ürkmesi ve kısmen de olsa çekilmesi halinde domino taşları gibi sistemi sathî de olsa ayakta tutan görüntünün peşpeşe çökeceği uyarısı yapılıyor. Dedikodusu bile “sıcak para”nın kaçmasına ve piyasaların sarsılmasına yetiyor.
Geçen hafta Merkez Bankası’nın sıcak paraya önlem alabileceği ve faizleri düşürebileceği sinyali üzerine bankacılık sektöründe kredilerin yavaşlama beklentisi ve 25. yılını kutlamaya hazırlanan “sıcak para”nın çıkışıyla sarsılmasıyla endekslerin sert ve ani düşüşü bunun ifâdesi olarak gösteriliyor. Ekonomistlerce, küresel ekonomik aktörlerin “sıcak para denemesi” olarak görülüyor…
“KONTROLE GİRERSİNİZ…”
2010 yılı carî açığının 40 milyar doları geçeceğinin hesaplandığı ve kontrol dışı “sıcak para”nın en az iki yıl daha geleceğinin öngörüldüğü süreçte, Başbakan Erdoğan geçen ay Lübnan’da açık açık “Sıcak para akışını kontrol altına almak şart. Yani bunu kontrol dışı tutarsanız ondan sonra siz kontrole girersiniz, sizin durumunuz daha felâket olur” diye uyarmakta!
“Enflasyon faizin sebebi değildir, tam aksine faiz enflasyonun sebebidir” tesbitini yapan Erdoğan, “Faizi ne kadar yükseltirseniz enflasyonu o kadar artırırsınız. Faizi ne kadar aşağı çekerseniz enflasyonu da o kadar aşağı düşürürsünüz. Bunun bedelini zengin ödemez. Onu da söyleyeyim. Bunun bedelini de fakir öder. Dünyada da bunun bedelini hep fakire ödetmişlerdir” cümlesiyle, bizzat felâketi haber veriyor.
Kısacası, AKP iktidarında ekonomi, fahiş faizlerle kazanan kısa vadeli yabancı para ile açığını kapatıyor.
Ve Başbakan’ın “Kontrol dışı sıcak para felâket getirir!” ikazına rağmen, doğru dürüst bir tedbir alınmış değil…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.