CHP, kurultayını yaptı. CHP kendine göre kan tazeledi. CHP emekliler kıraathanesi görüntüsü veren unsurları büyük ölçüde bertaraf etti. Kemal Kılıçdaroğlu muhaliflerini eleyerek yerini pekiştirdi. Artık Deniz Baykal, Önder Sav gibi isimler dönemi kapanmıştır.
Buradan AK Parti için ne gibi sonuçlar çıkar?
Onu bir Hadis-i şerif haber veriyor:
-Rakibin küçük olsa da sen onu küçük görme!
Kemal Kılıçdaroğlu, bir lider vasfına sahip olsun veya olmasın, onu birileri Deniz Baykal’ı kaset skandalı ile bitirerek partinin başına getirmiş bulunsun veya bulunmasın, netice itibariyle bugün bütün AK Parti ve ondan da ziyade Recep Tayyip Erdoğan düşmanları Kemal Kılıçdaroğlu ismi etrafında kümelenmiştir. Onlar da Kılıçdaroğlu’nun hangi kratta olduğunu bilmekteler. Kılıçdaroğlu isminin parlatılması İBB başkanlığına aday gösterilmesiyle başlar. Çok kuvvetle muhtemeldir ki İstanbul Büyükşehir belediye başkanı seçilse de CHP genel başkanlığına aday yapılacaktı? Dikkat ediniz, bu tarafta övücü sıfat yakıştırması yapılmıyor. Halbuki Ecevit’e unvanlar verilmişti. Onun kasket takipçisi Kılıçdaroğlu’na da bedavadan payeler yakıştırıldı. Bunlar parlak çekme adınadır.
Bu ülkede bugün bile birileri Sünni bir iktidar ve Sünni bir muktedire tahammül edemiyorlar. Ergenekon da Düveli Muazzama da Sünniliğe kökten karşıdır. Bu itibarla olayı yalnızca şu kadar boyda, bu kadar kiloda ve hitabeti orta çapta bir avukat belagatindeki bir insandan ibaret görmemeli.
CHP bir zihniyettir.
Bir katı ideolojidir.
Bunu AK Parti bir kere daha hatırlamalı. Zira AK Parti eşittir Recep Tayyip Erdoğan’dır. AK Parti’yi, genel başkanın uyku tanımayan, yorgunluk bilmeyen çalışması sürüklemekte. Türkiye kalkınmasının altındaki imzadır. Bu sebeple Tayyip Erdoğan’ın ‘bu seçim, benim son dönemimdir’ demesinin üzerinde durmak gerekir. Turgut Özal’dan sonra ANAP diye bir parti kalmadı. Peki Tayyip Erdoğan’ın çekilmesi üzerine AK Parti diye bir parti kalır mı? Buna ‘evet’ demek önümüzdeki altı ayda verilecek doğru kararlarla mümkündür.
Hatırlanacağı gibi geçtiğimiz günlerde AK Parti genel başkanı, kendi grubunu teftiş için bir gece aniden TBMM genel kuruluna geldi. Buna lüzum kalmamalıydı. Lider zoruyla veya lider korkusuyla çalışan vekil neyin vekilidir?
Onun için AK Parti, yönetimi rakibini küçük görmesin?
Aynı isim az kalsın İBB başkanı seçilmiyor muydu?
Küçük görmemek nasıl olur?
Emaneti ehline vererek...
Yıllardır üst üste seçildiği halde bir varlık gösteremeyenler, mecliste varlığıyla yokluğu bir olanlar, görev öncesiyle sonrası arasında izah kabul etmez şekilde zenginleşenler, şüphe uyandıranlar, kim olursa olsun bir daha aday yapılmamalı.
Bir de yeni adaylar olacak...
Bunlar da derinlemesine araştırılmalı. Zerrece lekesi olanlar, milletvekilliği için aday gösterilmemelidir.
Adaylıkta ölçü emaneti ehline vermektir.
Hatır-gönül, ahbap kayırması esas olmasın.
2011 Seçimlerinde AK Parti de Türkiye de geleceğini seçecektir.