Pelosi ve Ermeniler
ABD vatandaşı oldukları halde daha çok Ermeni gibi davranan diaspora, her yıl Amerika ve Türkiye’nin gündemini küstahça işgal ediyor. İki devletin -Dünya dengesini sağlayan- ilişkilerini zora sokuyor. “Bu ne biçim stratejik ittifaktır?” diye düşünüyoruz.
Dışişleri Bakanı Prof. Ahmet Davutoğlu, gene Hillary Clinton’la telefon görüşmesi yapıyor. Washington büyükelçimiz, kriz yönetimi ilân edip ABD parlamenterleri, devlet ve hükûmet adamları ile temas arıyor.
Neymiş? Türk düşmanı ve Amerikalı’dan fazla Ermeni gibi hareket eden Nancy Pelosi Hanım, gene sahnede. Öyle ki, artık “Ermeni Sorunu” yerine “Pelosi Sorunu” dememiz daha isabetli hâle geldi. Bu hanım, çeyrek asırdır Kaliforniya’dan milletvekili seçilip Washington’a gidebilmek için, Ermeni oylarını sürekli elinde tutmaya alışmış. Temsilciler (Millet) Meclisi başkanı olduğu için etkili. Fakat geçen ayki seçimlerde kaybetti. Bir iki haftası kaldı. Bu kısa müddet içinde Ermeni tasarısını geçirmek fikr-i sâbitini sürdürdü. Amerika’nın Türkiye’deki yüksek menfaatleri bu hanıma vız gelip tırıs gidiyor.
Temsilciler Meclisi‘nin devre sonuna birkaç gün kala el çabukluğu ile ABD Sayın Başkanı ve hükûmetine (1915’te Ermeniler soykırıma uğradı) uyarısı yapmasının, Türk-Amerikan münasebet ve dostluğunu zedelemekten başka bir sonucu olmaz. Ermeniler bizi dolandıramaz. Amerika’daki Türk örgütleri de faaliyete geçti. Ama sayı ve etki bakımından Ermeni diasporasından çok geridedir. Kıyas kabûl etmez derecede en etkili, en nüfuzlu olan ise Yahudiler’dir. Artık her yıl tekrarlanan bu maskaralıkta taraf değiştirdikleri görülüyor.
Prof. Davutoğlu’nun ABD Dışişleri Bakanı Hillary Hanım’ı (tarihî konuları her yıl sürekli yasama meclislerine taşıma illetinin (Türkiye’nin başında Demokles Kılıcı gibi sallandırılması yanlış bir tutumdur ve ilişkilerimizi bozar) diye uyarması çok yerindedir. İşimizi gücümüzü bırakıp seçim kaybetmiş Nancy Hanım’ın tutku ve takıntı hâline getirdiği kaprisi ile mi uğraşacağız?
Türkiye’nin ABD ittifakından kopması hâlinde, her iki tarafın da muazzam zararlar göreceği âşikârdır. Davutoğlu bunu ima etmedi, açıkça söyledi. Böyle bir durum, dünya dengesini bozar. Amerika da, Türkiye de kaybeder. Kim kazanır? derseniz, başka bir konudur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.