Harbiyeliler bu yıl koşamadılar. Bir mesele oldu ki sormayın gitsin. Hadiseden Genelkurmay’ın basın açıklamasıyla haberdar olduk... Diyordu ki Genelkurmay; “Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 91’inci Yıldönümü kutlamaları çerçevesinde, her yıl geleneksel olarak icra edilen ‘Garnizon Koşusu’, kullanılacak güzergahın tahsis edilmemesi nedeniyle yapılamamıştır” açıklama bu.. Önce Melih Gökçek’e saldırıldı. Ardından başka sorumlular arandı.. İzni vermeyen makam Ankara Valiliği idi kuşkusuz. Bir genelgeye dayandırıyordu kararını.. “Ankara İli mülki hudutları dahilinde, Milli Bayramlar ile Mahalli ve Anma Günleri Törenlerinin icrasında önemli arterler ile ana caddelerde ve benzeri mahallerde bundan sonra genel hayatı olumsuz etkileyebilecek yaya-motorize herhangi bir program uygulaması yapılmayacaktır.” Genelge bu.. Bu da “Garnizon Koşusu”nun yapılmaması için aslında yeter bir gerekçe.. Fakat Genelkurmay illa ki işin altında başka bir gerekçe arıyor.. Dahası, bazı meslektaşlarımız, araya başka haberler sıkıştırarak, gerçek nedenin bu genelge olmadığını ima etmeye çalışıyorlar.. Mesela deniyor ki; “Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin yıldönümü törenleri için askerlere Garnizon Koşusu yeri tahsis etmeyen valilik, sivil sporcuların katılacağı 75. Büyük Atatürk Koşusu için ise Ankara’nın tüm ana arterlerini kapattı ama”.. Bu demek oluyor ki, bize genelge falan göstermeyin, gerçek nedeni söyleyin...
¥
Çok iyi anlıyorum ki, siyasi partiler, bu topa girmekte tereddüt ediyor. Valilik ve Belediye de, ideolojik bir algılamaya yol açmadan ülkeyi, bu garip manzaradan nasıl kurtarabileceklerinin hesabını yapıyor.. Siz söyleyemiyorsanız ben söylerim; “Artık caddelerde, ellerinde tüfekleriyle marş söyleyerek koşan bir tabur asker görmek istemiyoruz” ... Mesele bu.. Bunu söylemekten neden çekiniyorsunuz? Biz kendisini yönetenleri, usulü yasayla belirlenmiş seçimlerle göreve getiren bir ülkeyiz. Biz, kuvvetlerin ayrı olduğu ama birinin diğerine üstünlüğünün bulunmadığı bir ülkeyiz. Sadece yasama organımızı değil, Cumhurbaşkanını bile halkoyuyla seçen bir ülkeyiz. Orta Amerika ülkesi değiliz biz.. Öyle caddelerinde ellerinde silahlarla bir tabur askerin marş söyleyerek koştuğu ‘muz cumhuriyetleri’nden biri değiliz biz. Koşmak isteyen asker gider kışla içindeki eğitim alanında koşar. Kimse Mustafa Kemal’in fotoğraflarının arkasına saklanmaya kalkmasın. Yeter artık Mustafa Kemal’i kullandığınız. Bırakın adam rahat uyusun yerinde. Sizin asıl niyetiniz ne? Onu bilelim. Ben bir sivil yurttaş olarak gerçek niyetimi söylüyorum işte. Caddelerde, namlusu üzerime doğrultulmuş tüfeklerle gezen asker görmek istemiyorum. Çok tüfek doğrultmak istiyorsan, git teröriste doğrult. Ankara’nın caddelerinde ne arıyorsun? Güvenemiyorum ne yapayım? Çok mu haksızım? En son Ankara’nın Sincan ilçesinde böyle tanklarla koşuyordunuz, birden tankın direksiyonu Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne kırdınız. İnsan emin olamıyor ki.. Sadece koşacaklarından emin olsak mesele değil, fakat akılları kayıyor.
¥
BU AKŞAM MAVİ MARMARA’DAYIM
Bugün benim için çok heyecan verici bir gün.. Bu akşam Gazi Mavi Marmara’dan canlı yayın yapacağım. Terörist Devlet İsrail’in uluslararası sularda vurduğu insanlık gemisinden.. Tek niyetleri Gazzeli yetimlere, emanet canlarımıza yardım götürmek olan insanımıza kurşun sıktıkları gemiden. Yürekleri insan sevgisiyle, Allah sevgisiyle çarparken şehid verdiğimiz 9 canımızı yitirdiğimiz gemiden canlı yayın yapacağım.. Yanımda İsrail Vahşeti’nin canlı tanıkları ve şehid yakınları da olacak. Saat 19:00’da Ülke Tv’de Bıçak Sırtı’nı izleyin. Sanıyorum gemiyi saat 18:00’den sonra kapatıyorlar. İçeri giremeyebilirsiniz belki ama, gelin Mavi Marmara’nın önünde, yayın öncesi buluşalım bu akşam..
Kalın sağlıcakla.