Nihayet 29 Şubat!
Bu günler unutulmaz: 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve nihayet 28 Şubat...
Bunlar Türkiye tarihinin karanlık günleridir. Bu karanlık günler failleri tarafından “aydınlık” ilan edilmiş ve onların paralı kalemşörleri tarafından da vıcık vıcık yüceltilmiştir.
Tükiye’nin darbeler tarihinin bu unutulmaz günleri her defasında halk tarafından sandığa gömülmüştür. Her birinin kanunu, anayasası ve benzeri mevzuatı vardır.
Halk bu mevzuatla savaşarak var olmaya çalışmıştır.
Bu günlerden en kancık olanı 28 Şubat’tır.
Bu darbeler yüzde yüz başarılı olsa idi, yapanlar tam olarak emellerine ulaşsa idi Türkiye diye bir ülke olamazdı!
27 Mayıs açıktan darbedir: “Kansız ihtilal” olarak sunulmuştur. Başbakan ve bakan asarak tıynetini göstermiştir.
12 Mart “muhtıra”dır. Demirel’in şapkasını eline vermiştir. 12 Eylül’ü tetiklemiştir.
12 Eylül mürettep bir darbedir. Enine boyuna düşünülmüş, şartlar olugunlaştırılarak yapılmıştır. Güçlü bir mevzuat ve kontrol sistemi oluşturmuştur.
Özal’ın kısa pantolanla asker teftişi 12 Eylül’ün ciddiyetini ihlal etmiştir!
“28 Şubat” bunların hiç birine benzemez! Ne darbedir açıkça, ne de müdahale. Buna “kancık darbe” denilebilir.
Kurşun askerlerin ülkesinde teneke generaller ABD’nin ve bilhassa İsrail’in arkalamasıyla Türkiye’yi yatağından çıkarmaya çalışmışlardır. Bunu açıkça, erkekçe de yapmamışlardır.
İstiklâl Mahkemeleri’ni aratmayan bürokratik mekanizmalar kurulmuş, binlerce, onbinlerce memur, kamu görevlisi takibata uğramış, mağdur edilmiş, işten, aştan yoksun bırakılmıştır.
Halka, onu var kılan değerlere düşmanlık sistematik hale getirilmiştir.
Şubat güdük aydır, 28 çeker.
Nadiren 29 çeker.
O günlerin bulunduğu yıllar için “sene-i kebise” tabiri kullanılır. Yani “artık yıl”.
Takvimlerimiz uzun süre 28 Şubat’a takılı kaldı. Çünkü birileri ajandalarını sabitlemişti. Andıçları ile kendileri gibi düşünmeyenleri tedibe kalkışmışlardı.
Halk seçimde tokatı attı: 28 Şubat’a bulaşan partileri alaşağı etti.
Ufuksuz bir general, hemi de general kurmayın başı “28 Şubat bin yıl sürecek!” dediğinde halkın nezdinde 28 Şubat’ın defteri çoktan dürülmüştü.
Belki de o general haklıydı. Çünkü zaman izafidir. Bazan bize bir saniye bir yıl gibi gelebilir!
Bazıları da bin yılı 10 yıla sığdırabilir!
Başbakan 28 Şubat’a vücut veren bütün mevzuatı ilga eden bir genelge yayınlamış.
Evet işte nihayet 29 Şubat!
Sene-i kebise, artık yıl!
Yeni ve sivil bin yılımız hayırlı olsun!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.