Yargı
Yargı önemlidir. “Adalet mülkün (yani devletin) temelidir” değişmez ilkesine -siyasî inancı ne olursa olsun- itiraz eden yoktur. Adalet, akıllı ve çağdaş yasalar yapan seçilmiş meclisler ve bu yasaları lâyıkıyle uygulayan yargıçlar ve savcılarca sağlanır.
Bizde ayrıca adlî polis yok. Olsa da, olmasa da, emniyet kuvvetlerimizin yani polisin de adaletin hakkıyle tecellisinde (gerçekleşmesinde) ağırlıklı görevi âşikârdır. Bizde jüri sistemi de yoktur.
Büyük yargı organlarımızın -protokolde bakanlardan önce gelen- başkanları her yıl, ihtiyaçlarını, aksaklıklarını, eksiklerini, törene katılan cumhurbaşkanlarının, başbakanların ve devlette söz sahibi kimselerin yüzlerine karşı, ima yoluyla değil, yalın ifadelerle duyurmuşlardır. Buna rağmen gerekli düzenlemeler yapılmadı.
Meş’um 27 Mayıs 1960 ihtilâlinde, darbeyi yapıp devlete el koyarak lordluklarını ilân eden küçük rütbeli âsî subaylardan talimat alan Salim Başol ve Yassıada Mahkemesi rezilliğinden sonra, yargıç ile seçilmiş -ekserisi Merkez Sağ’dan gelen- iktidarların arası açıldı. Dolayısıyle milletle ara açıldı. Yüksek yargının politize olduğu doğrudur. Bu sebeplerle yargı mensuplarının kişilik haklarının savsaklandığı diğer doğrudur.
AB kriterlerinde bir yargı oluşamamıştır. Hızla bu kriterlere paralel bir sistem oluşturulmalıdır. Avrupa mahkemelerinin gediklisi olup fırça yemek Türkiye’ye yakışmaz. Yargı mensuplarının kişilik hakları, AB standartlarına yükseltilmelidir.
Osmanlı’nın istînâf mahkemeleri Cumhuriyet’te ilga edildi. Zira küçük bir kısmı şehirde yaşayan 15-20 milyonun nadiren yargıya işi düşerdi. Bugün 73 milyon Türk, birbiriyle ihtilâflı hâle geldi demek çok da abartma sayılmaz. Bir yargıcın önüne dosyalar yığılamaz. İstînâf mahkemelerinin yeniden kurulması 40 yıldır konuşulur, bir türlü gerçekleşmedi. Yargıyı hızlandıracak başka tedbirlere de ihtiyaç vardır. 5 veya 10 yıllık tutukluluk, Avrupa’dan mutlaka dönecektir. Halkımız da yeni bir Rahşan affı ile “azılılar aramıza salındı” telâşına kapılmadan (ki kapılmak üzeredir) AB düzeninde bir iyileştirme yapılmalı. Yüce Meclis, üstün yetkilerini kullanmalı, 5 ay kaldı telâşına kapılmamalıdır. Bu yazı, yargıyı ve gelmiş geçmiş siyasî iktidarları eleştirmek için yazılmadı. Yargının aksamasının Türkiye’nin kalitesini düşüreceği endişesiyle kaleme alındı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.