Hakkari Şemdinli'de askerlerin geçtiği yola PKK tarafından döşenen mayınının patlaması sonucu 1'i uzman çavuş, 3 askerimiz şehit oldu.
Yine evlere ateş düştü, yine ocaklar yandı.
Uzun zamandır eylem yapamayan terör örgütünün yeniden eylem koyacak duruma gelmesi düşündürücüdür.
Sınır ötesi operasyonlarla morali bozulan, dağılma sürecine giren örgütün, kapatma davası ile birlikte ortaya çıkan siyasi belirsizlikten nemalanmaya çalıştığı anlaşılıyor.
Bir ülkede yönetim zaafı olunca, leş kargaları da ortalığı doldurmaya başlar.
PKK da, bu karışıklıkta örgütü toparlayabilir miyiz diye düşünmüş olabilir.
Bu tür eylemleri, örgüt elemanlarının sarsılan özgüvenlerini yeniden kazandırmak için sürdürebilir..
Onun için her şeye hazırlıklı olmak lazım.
Yeni şehit cenazelerini önlemenin yolu bu gerçeği bilmek, ve PKK’yı çökertecek tedbirleri almaktan geçer.
Sınır ötesi operasyonların başarılı olduğu doğrudur.
Yüzlerce teröristin etkisiz hale getirildiği de …
Ama PKK böyle bitmez.
çünkü PKK’nın karşısında onun güneydoğu’da etkisini kıracak, itibarını zedeleyecek, varlığını anlamsız hale getirecek hiçbir -örgütlü- düşünce hareketi yok.Düne kadar PKK’nın karşısında iyi veya kötü bir AKP vardı.Kapatma davası ile Türkiye’nin güneydoğudaki tek tutamağı da yok edildi.
Terör örgütü ve onun siyasi uzantıları artık bölgede rakipsizdir.
Cemaatlerin, sivil toplum örgütlerinin son derece etkili çalışmaları da tavsamıştır. Laik azınlığın dayatmaları bölgede iyi niyetle canını dişine takanların da şevkini kırmıştır.
Asker bu işi çözer diye düşünenler olabilir.
1984 den bu yana her türlü askeri tedbir denendi.
Netice ortada…
Hala çözülen hiçbir şey yok.Yıllar önceydi bir dergi adına röportaj yaptığım önemli bir emekli komutana çözümün en önemli sac ayağının din olgusunu söylediğimde doğru fakat nereden dini bilgisi olanları bulacaklarını sitemli bir şekilde dile getirmişti.
Bölgenin dilinden,ruhundan anlamadan güneydoğuda etkili olmak kolay değil.
Askerlerin bir kısmı ise bu dili hiç bilmiyor. Bu dile yabancılar.
Bunu anlamak için kahin olmaya gerek yok.
Dün şehit ailelerini teselli eden komutanı TV ekranlarında gördünüz.
Ne diyordu şehit ailesine komutan;”Toprağı bol olsun.”İslam itikadında hıristiyanlara ve Musevilerin ölülerine Müslümanlar “TOPRAĞI BOL OLSUN “ derler.Müslüman kişi,Müslüman bir kişinin vefatında taziye dileğini”Allah Rahmet Eylesin “ifadesi ile dile getirir.Aydınımız, askerimiz,bürokratımız ,siyasetcimiz ülkesinin kültürüne ,değerlerine inançlarına yabancı.Şurası unutulmamalıdır ki,Amerikalılar,2.Dünya savaşında Japonyayı işgal edecekleri zaman komutanlarına 6 ay Japon değer yargılarını öğrettiler.Şimdi düşünelim lütfen “Toprağı bol olsun”öyle mi!!!!!!!
Bu dil, bu mantıkla mı problemleri çözeceğiz.
Şehit ailesine, Müslüman cenazesine, toprağı bol olsun denmeyeceğini bilmeyecek kadar bu ülkenin irfanına,inancına, kültürüne yabancı olanlardan ne beklenir?
Bütün komutanları tabi ki aynı kefeye koymuyorum.
Ama şehit ailesine başsağlığına giderken bile kullanacağı dili bilmeyen bir asker hangi problemi çözebilir.PKK bile mahalli din! Adamlarını nümayişlerinde kullanırken bizim insanımıza hangi dil ile hitap edeceğimizi bilemememiz neyle izah edilmeli.
Eğer güneydoğunun yüreğine şimdiye kadar giremediysek şehidine toprağı bol olsun diyecek kadar bu ülkenin değerlerine, kültürüne yabancılaşmış olanların yüzündendir.
çözülmeyecek problem yok ama bu zihniyetle olmaz.
Olmadığını, olamayacağını da gördük zaten.