Yargı çıkmazda
Genel seçimler öncesi yapılan tahliyeler şüpheyle karşılandı...
dalet tevzii, devlet olmanın şartlarındandır. Hazreti Ömer’in o meşhur ‘adalet mülkün temelidir’ tesbitleri, adalet olmazsa devlet çöker demektir.
Mülk, millet, bayrak, akçe, adalet.
Devlet, bu beş temel üzerinde yükselir. Her ne sebeple olursa olsun devlet, adaletten vazgeçemez. Devlet, polis copu değil, hukuk terazisidir.
Adalet nedir?
Hakkın teslimidir.
Bu sebeple mahkemeler vardır. Mahkeme, ‘devlet’ adlı her siyasi teşkilatta mevcuttur. Devlet, icap ettiğinde müeyyide de uygular. Trafik cezası da müebbed hapis de devletin tasarrufudur.
Mahkemeler, ya mahalli mahkemeler ve yüksek yargı diye iki kademeli veya mahalli mahkemeler, istinaf mahkemeleri ve yüksek yargı diye üç kademelidir.
Osmanlı devlet hayatımızda ve bugünkü ABD’de üçlü sistem mevcuttur.
Bizde ise ikili yapı var.
Nihayet bu yapı çıkmaza girdi. Yargının bu kadar tartışılması çıkmazın adıdır.
Bu noktaya nasıl gelindi?
Hikâye uzun...
-Senden yardım umar her düşen dara!
Bu niyaz, malum bir marşın sözleridir. Bu söz ancak “tanrısallaştırılmış” bir kudrete karşı diz çökülerek söylenir.
Resmî ideoloji sadece:
-Kâbe Arab’ın olsun, Çankaya bize yeter!
Demekle kalmamıştır. O, Ankara’ya da böylesine bir “tanrısal güç” imajı yüklemişti.
Her şeye yetince hâliyle her derdin dermanı olarak görülmüştür. Tayin, nakil, terfi, işe kabul ve bir beşer için ne lazımsa Ankara’ya taşındığı gibi davalar da 1923’ten bu yana oraya taşınmaktadır. Harç arabasında nakledilenler işte bu dosyalardır.
Takriben yüzde 95 dava Ankara’ya yollanıyor. Doğru ve hızlı karar vermek için bir değil, 10 Yargıtay olsa yetişemezdi. Nitekim yetişemedi. Adalet, mahzenlerde küflendi. Halbuki vaktinde dağıtılmayan adalet, adalet değildir. Sanık, kim olursa olsun, suç ne olursa olsun, tutukluluk süresi seneleri bulamaz. Aslolan tutukluluk değildir. Kaçma ve delilleri tahrif etme gibi ihtimaller kuvvetliyse tutuklama kararı verilir. 5-10-15 yıl tutukluluk olur mu?
3, bilemediniz 6 ayı geçen her tutukluluk insana kötülüktür.
Yargıtay da uygulamadan şikâyetçi.
Öyleyse neden yeni daireler açılmasına karşı? Kadrolar, yetmediğine göre neden takviye kadrolara hayır diyorsunuz? Temyiz Mahkemesi sözcülerinin, yük fazlalığı ve kadro azlığından şikâyet edip yeni daireler açılmasına itiraz etmelerini anlamak mümkün değildir. Aslında bu tedbirler de kafi değil. Çareyi çok yazdık. Bir cümle ile tekrar etmek gerekirse şöyle diyebiliriz.
-Bazı ihtilaflar, nüfus idareleri, noterler, yeminli avukatlık büroları ve yeminli mali müşavirlik bürolarında halledilmelidir.
-İstinaf mahkemeleri elzemdir.
Yargıtay’a sadece belli süre ve ceza şartıyla sınırlanmış dosyalar gidebilmelidir. Tutukluluk, makul sürelere çekilmelidir.
Bunları yazdık diye de hakkımızda yine dava açılır mı acaba?
Mahzenler dosya almıyor, politik atışma yerine işinize bakmalısınız, bir dava bir ömür sürmez, vatandaş mağdur şeklindeki yorumlarımız hakaret sayıldı. Halbuki biz aynı zamanda hukukçuyuz. Okunup istifade edileceğine hakkımızda birçok davalar açıldı.
Ama ne yapalım ki dünya dönüyor!
Zaman kimi haklı çıkardı?
Akıl için yol birdir.
Öyle ise akıl niye firarda?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.