Yemen’deki Müslüman Kardeşler cemaatinin kurduğu Yemen Sosyal Islah Kurumu’na bağlı Yetim Eğitim Merkezi’ni bu ülkeye daha önce gelişimizde de ziyaret etmiştik.
Yemen nüfusunun % 3’e yakın bir kısmı yetim çocuklardan oluşuyor. Bunun başlıca nedenleri ise yaygın hastalıklar, yoksulluk, iç savaşlar ve trafik kazalarının çokluğu. Yemen’de “dikkat etmeliyim” düşüncesiyle araba sürenlerin sayısı çok az. Büyük çoğunluk “dikkat etmek zorundadır” düşüncesiyle sürüyor. Bu tutum da anneleri dul, çocukları yetim ve bakıma muhtaç hale getiriyor. Gözü yaşlı, kalbi buruk bu yetim ve kimsesiz çocuklara Sosyal Islah Kurumu şefkat elini uzatmış. On yedi bin yetimi himaye eden Islah Kurumu, Yetim Eğitim Merkezi adıyla modern bir yatılı okul açmış. Fiziki donanımı gayet iyi olan okulda, çocuklara bilgisayarlı eğitimin yanı sıra birer meslek de kazandırılıyor. Mütevazı elektronik atölyesinin yanı sıra, büyük bir terzihanesi var. Takım elbiseler, çantalar ve yerel giysiler üretilerek iç piyasaya sürülüyor. Halıcılık bölümünün de olduğu okulda yapılan üretim, çocuklara maddi gelir sağlıyor. Bu yolla yetimler hem yakın bir ilgi ve sevgiyle büyütülüyor, hem de meslek sahibi edilerek topluma kazandırılıyorlar.
Bu gidişimizde Yetim Eğitim Merkezi’nde ilginç bir programa davet edildik. Programda gerek orada yetiştirilenler arasından ve gerekse dışarıdan gelen gençler, kabiliyetli olanları seçip bu alanda değerlendirmek amacıyla ses ve müzik testinden geçiriliyordu. Talip olan gençlerin deneme amaçlı söyledikleri müzik parçaları bizde ezgi olarak adlandırılan türden. çoğunlukla İslâmî içerikli. Testin gözeticiliğini Arap dünyasının tanınmış ve gayet kabiliyetli ses sanatçılarından Muhammed Ebu Râtib yapıyordu. Ama program televizyondan da yayınlanarak denenen gençler hakkında dinleyicilerin de görüşleri SMS yoluyla alınıyordu.
Kabiliyet sahibi gençleri keşfetme amacıyla Arap dünyasında böyle müzik yarışmaları ve festivalleri düzenleme geleneğini sanatçı Ebu Râtib başlatmış. Bu kez Yemen Yetim Eğitim Merkezi yararına düzenlenmiş.
Bizim katıldığımız programda gençlerin ses kabiliyetlerini test kısmı fazla zaman almadı. çünkü birkaç gece arka arkaya sürecekti. Dolayısıyla her gece sadece birkaç genci denemeden geçiriyorlardı. Fakat bizim katıldığımız gece aynı zamanda Yetim Eğitim Merkezi’nde barındırılan yetim çocuklar ve dışarıdan davet edilen bazı misafirler için ücretsiz düzenlenen bir etkinlik gecesiydi. Etkinliği Yemen Sanatçılar Birliği organize etmişti.
Güzel bir Kur’an tilavetiyle başlayan etkinlik kısmında Yemen Sanatçılar Birliği’nin başkanı Cemil Kadı’nın açılış konuşmasının ardından Yemen’in tanınmış bir ezgi grubu yerel folklor gösterileriyle birlikte konser verdi. Ardından da Ebu Râtib’in etkileyici ve İslâmî içerikli ezgilerden oluşan konserini dinledik.
Muhammed Mustafa Ebu Râtib’i dinleyince sesi hemen tanıdım. çünkü o parçaları yine aynı sesle daha önce değişik vesilelerle ve farklı ortamlarda dinlemiştim, ama sahibini tanımıyordum. Meğer ki sahibi Arap dünyasının İslâmî içerikli müzik alanındaki bir yıldızıymış. O yüzden de konserini dinleyen gençlerin heyecanı doruktaydı.
Arap dünyasının Yusuf İslâm’ı olarak niteleyebileceğimiz Ebu Râtib 1962 Halep doğumlu. Halep’i bilirsiniz, Antep’in Suriye tarafı ve kardeşi. Ben Halep’e gittiğimde Antep havası almış, yemeklerini yiyince kendimi Antep’te sanmıştım.
Ebu Râtib de Yusuf İslâm gibi dönüş gerçekleştirmiş. Suriye’de akademik seviyede müzik öğrenimi görmüş. Başlangıçta tamamen dünyevi zevk ve eğlence anlayışına dayanan müzik icra etmiş. Sonra İslâmî anlayışı benimsemiş. Hayatı da mesleki çizgisi de tamamen değişmiş. Ama bu onun müziğine olan ilgi ve rağbetin daha da artmasına vesile olmuş. Hem ses kabiliyetine sahip olması hem de işin kitabını okumuş olması mesleğini başarıyla icra etmesini sağlamış. çıkardığı kasetler ve CD’ler Arap dünyasının her tarafında su gibi satılmış. Kendisi de Birleşik Arap Emirlikleri’nde el-Huda adında bir müzik şirketi kurmuş. Ancak kendisi orada oturmuyor.
Genellikle İslâmî içerikli ama Yemen’den Fas’a Arap dünyasının her tarafından parçalar içeren bir konser verdi.
Türkiye’de İslâmî içerikli müzikle ilgilenenlere bu kişiyle tanışmalarını, tecrübelerinden ve yapıtlarından yararlanmalarını öneriyorum. Diğer alanlarda olduğu gibi sanat alanında da işbirliği ve irtibatı geliştirmeliyiz. özellikle çağımızda müziğin önemli bir etkisinin olduğu inkâr edilemez. Bu etki alanını zararlı içerik taşıyan müziğe bırakmamalıyız.