Şam’daki zirve ve domino teorisi
İlk ve orta öğretimde kız ve erkek öğrencilerin 'karma' mı, ayrı ayrı mı; ya da bir kısmının karma, bir kısmının ayrı mı okumaları gerektiği, günümüzü ve geleceğimizi ilgilendiren, çok ciddi bir mesele.
Her ciddi meselede olduğu gibi; bu meselede de, değişik ülkelerde neler yapıldığına bakılması ve pedagoji ve eğitim bilimleri uzmanlarının konuyu enine boyuna tartışmaları sonunda bir karara varılması gerekir, normal olarak.
Ama Türkiye'de normal olarak olması gereken birçok şeyle ilgili ciddi sıkıntılar olduğu için, bahsini ettiğimiz konuda da durum aynıdır.
Bilimsel araştırmalar, karma eğitimin pek başarılı olmadığını ve ayrı okullarda okuyan kız ve erkek öğrencilerin daha başarılı olduklarını ortaya koymuş olsa da, batılı ülkelerin hemen tamamında, kız okulları, erkek okulları ve karma okullar vardır ve tercih, aile ya da öğrencinin kendisine bırakılmıştır.
Yani batı ülkelerinin çoğunda da gündemde olan bu konu, orta bir yol bulunarak halledilmiş gibidir.
Her konuda batının örnek alınması gerektiğini söyleyen bir zihniyetin, mevcut konu ile alakalı olarak, -kendi arzuları dışında olan hemen her konuda olduğu gibi- batıyı örnek almayı kesinlikle düşünmüyor olmaları, dikkat çekicidir.
Mersin'de karma eğitim yapılan bir lisede, "kız ve erkek öğrencilerin bir araya gelmemeleri için birtakım tedbirler alındığı ve birbirlerine 45 santimden daha fazla yaklaşmalarına yasak konulduğu" şeklindeki, sonradan asparagas olduğu ortaya çıkan haber, konuyu tekrar tartışma zeminine getirdi.
Gazete ve televizyonlardan bazıları, hangi çağda yaşadığımızı sorgulayarak haberleştirdikleri konuyu, ülkenin daha fazla muhafazakarlaştırıldığı şeklindeki tezlerine destek olarak kullanırlarken; eğitim-öğretim kurumlarında temel alınması gereken hedefler konusunda da kafa karıştırıcı mesajlar verdiler.
Muhtemelen maksadı biraz aşan ifadelerle, okullarda kız ve erkek öğrencilerin mutlaka hemen her zeminde bir arada bulunmalarını savunurlarken; mesela farklı cinse mensup öğrencilerin rahatça kol kola gezebilmelerini, masum hareketlere örnek olarak gösterdiler.
Eğitim hususundaki gelişmeleri takip etmeye meraklı zevatın iyi bileceği gibi, okulların karma olup olmaması meselesi, inançla ilgili esasları bir kenara bırakarak konuşacak olursak, her şeyden evvel eğitim-öğretimin kalitesi ile alakalı çok ciddi bir meseledir.
Konudan habersiz, hatta zır cahil birilerinin heva ve hevesleri uğruna, memleket evlatlarının sağlıklı eğitim öğretim almalarının önünü kesen davranışlara izin verilmemesi gerektiği açıktır.
Uğraşılması gereken en önemli mesele olarak, okullarımızdaki ibadetlerine düşkün öğrencileri gören ve azıcık cesaret bulabilseler kız ve erkek öğrencilerin hemen her türlü konuda özgür olmaları gerektiğini savunabilecek bu güruha, fazla vakit geçirmeden dur denilmesi ve karma eğitim sisteminin bir an evvel gözden geçirilmesi, önümüzdeki en acil problemlerden birisi...
Aslında pek çoğunun, sözkonusu okullarda okuyan çocukları bile olmadığı halde, karma eğitim ve öğrenciler arasındaki yakınlık(!) mevzuuna bu kadar kafayı takanların, esas dertlerinin ne olduğu sorusu ise meselenin bam teli...
Esas dertleri, eğitim öğretimin gelişmesi, çocuklarımızın daha iyi eğitim alması filan değil de; onların ahlaki açıdan mümkün olduğu kadar zayıflamalarını sağlamak olmasın, sakın!..