Umrenin zamanı
Umre; hacdan farklı olarak daha geniş bir zaman diliminde yapılan bir ibadettir. Umre için belirli bir zaman yoktur. Her zaman yapılabilir. Ancak, Arefe günü ve ondan sonraki dört günde, yani Arefe ve Kurban bayram günleri olmak üzere, yılda beş gün umre yapılması tahrimen mekrûhtur. Çünkü bu günler hac menâsikinin yapıldığı günlerdir. (Zeyleî, Nasbu'r-Raye; 3/147, Beyhakî, Es-Sünenü'l- Kübra; Hac: No:8822; 6/477)
Mekke-i Mükerreme ahalisinden hacca niyetlenen kimselerin hac aylarında, bu aylardan önce Mekke-i Mükerremede ikamet edenler ve mikatta olan kimselerin umre yapması tahrimen mekrûhtur. Yaparlarsa ceza kurbanı gerekir.
Önemli not: Ramazan bayramından evvel Mekke-i Mükerreme'ye gelip te hac yapmak üzere kalanlar, Mekke-i mükerremeli sayıldıklarından Ramazan bayramından itibaren umre yapamazlar. Tahrimen mekruhtur. Yaparlarsa ceza kurbanı gerekir. (İbn-i Abidin, 2/270)
Ramazan ayında umre
İbadetler ve salih ameller, işlendikleri vakitlere göre birbirlerinden daha faziletli olurlar. Bazı vakitlerde yapılan bir ibadet veya salih bir amel, diğer vakitlerde yapılana nazaran daha faziletli olur. Ramazan ayı da, ibadetlerin ve salih amellerin sevabının katlanması açısından diğer aylardan daha faziletlidir. Ramazan ayında umre yapılması: Mendubtur, daha faziletlidir. Abdullah b. Abbas (R.A.)den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) efendimiz:
"Zira Ramazan ayında yapılan umre, sevap bakımından benimle yapılan hac yerine geçer." (Buhârî, Umre:4, Cezâu's-Sayd:26; Müslim, Hac:222; Neseî, Sıyâm:6, 4/130) buyurmuştur.
Bu hadis-i şeriften öğreniyoruz ki: Rabbimizin bir lütfu ve nimeti olarak umre, Ramazan ayında olmasıyla hâsıl olan sevâb itibâriyle Hac derecesine ulaşmaktadır. Amelin sevabı, ona zamanın şerefi de ilave edilince ziyadeleşmekte ve artmaktadır. Tıpkı huzur-u kalb ve hulus-i niyetle de arttığı gibi.
* Çokça umre yapmak
İmkân dahilinde çokca umre yapmak müstehaptır. Çünkü Ebû Hureyre (R.A.)den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) efendimiz:
"Bir umre, kendisiyle öbür umre arasında işlenmiş küçük günahlar için kefarettir." (Buhari, Umre:2, No:1683, 2/629; Müslim, Hac:437, No:1349, 2/983; Nesei, Hac:5, No:2629, 5/115; Tirmizî, Hac:90, No:933; İbn-i Mâce, Menâsik:3, No:2887) buyurmuşlardır.
Hadis-i şerifte geçen "Bir umre, kendisiyle öbür umre arasında" ifadesi ile: "Bir umre diğer bir umre ile birlikte..." şeklinde anlaşılmıştır. Yani mâna: "Bir umreden sonra bir umre daha yapılırsa, bu ikisi arasında işlenmiş olan günahlara kefaret olur." diye anlaşılmıştır. Böylece, müteakip bir umre daha yapılmasının gereği daha iyi anlaşılır.
Bir yıl içinde umrenin tekrarlanması caizdir. Abdullah b. Ömer (R.A.), İbn-i Zübeyr zamanında, her sene iki defa olmak üzere senelerce umre yapmıştır. Hz.Aişe (R.Anha) validemiz de, bir sene içerisinde üç umre yapmıştır. (Fıkhüs-sünne, 1/539)
İmkan sahibi olanların farz hacdan sonra nafile hac veya umre yapması da lazımdır. Çünkü Ebu Said el-Hudrî (R.A.)den rivayete göre Resûlullah (S.A.V) efendimiz, ALLAH Teâlâ'nın şöyle buyurduğunu bildirdi:
"Şüphesiz, bedenine sıhhat ve afiyet verdiğim, geçimini de geniş kıldığım bir kul, beş yıl geçer de bana gelmezse elbette hayır ve bereketten mahrumdur." (İbn-i Hıbban; Hac: No:3703; 9/16, Beyhekî, Es-Sünenü'l-Kübra; Hac; No: 10529; 8/84 Abdürrezzak, Musannef, No: 8826, 5/13)
Bütün bu izahlardan sonra oldu bitti şu soruyu ve şu soruyu soranları anlamak mümkün değildir:
- Niçin tekrar tekrar hacca veya umreye gidiyorsunuz? O parayı falan yere verseniz daha iyi olmaz mı?
Tad alma duygusunu yitirmiş birisine balın lezzetini nasıl anlatabilirsiniz? Görme duygusunu yitirmiş birine Cennet gibi bir yeri nasıl târif edebilirsiniz? Kulağı duymayan birisine insanı mest eden ulvî sadâyı nasıl hissettirebilirsiniz? Aküsü biten bir araba çalışabilir mi? Kirli elbiseyi ve vücudu yıkama ihtiyacı duymaz mısınız?
Hacca ve umreye tekrar tekrar gidişi tenkit edenlere şunu söylemek isterim. Deniz kenarında veya başka bir yerde tatilin maliyetini hesaplayın, bir de umrenin. Umrenin maliyetinin çok daha düşük olduğunu görürsünüz.
Bir de umreye gidişlerde lüks otellerde konaklayıp, "lüks târifeye" dahil olmak yerine, o tarzda bir kişinin harcayacağı parayla aile fertlerinden veya çalışanlardan bir-iki kişinin daha umreye götürülmesi tercih edilmelidir. Tâ ki onlar da o mânevî güzellikleri görsünler, o mübarek beldenin kokusunu duysunlar, oradaki nurânî haletten istifade etsinler, feyz alsınlar...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.