Mehmet Şeker

Mehmet Şeker

Külahıma anlatın, sizi dinliyor

Külahıma anlatın, sizi dinliyor

Bu bir sevdadır; yerli otomobil üretme sevdası. Hayali belki yüz yıl öncesine gider, ilk teşebbüs ise elli yıl öncesine.

Mühendis ve işçilerimizin kısa süre içinde sıfırdan yaptıkları otomobiller, uyduruk bir sebeple hurdaya gönderildi.

Sadece biri muhafaza edildi; 'Devrim' adı verilen tek otomobil, halen Eskişehir'de.

Biliyorsunuz, filmi de yapıldı.

*

Neymiş, benzin konulmamış da... O yüzden yolda kalmış da... Cumhurbaşkanı bindiğinde biraz gidip durmuş da... Basın olayın üstüne gitmiş, alaya almış da...

Cumhurbaşkanı Gürsel "Garp kafasıyla araba yaptık, şark kafasıyla benzin koymayı unuttuk" demiş de... İşte bu sebeplerle seri üretime geçilmemiş.

Külahıma anlatsınlar!

*

Üretilen örnek otomobiller trenle Eskişehir'den Ankara'ya götürülürken, kıvılcım alma ihtimaline karşı tedbir maksadıyla depo boşaltılmış.

Gürsel gelmek üzereyken, benzin olmadığı fark edilmiş. Telaşa kapılmışlar, bidonla getirilen benzin de konulamamış. Yüz metre gidip durunca, üretilen diğer arabaya binip gitmişler.

*

Kardeşim, benzin yok diye arabadan vazgeçilecekse, hiç kimse benzin istasyonlarına gitmesin.

Nerede trak, orada bırak... Benzin bitti mi al ceketini arabayı terk et.

Niye öyle yapmıyoruz? Ne diye benzin doldurup yola devam ediyoruz?

Sonra bu iş, bir kişinin kendine ait otomobili bırakması kadar basit değil ki.

Koskoca ülkenin menfaati söz konusu; bugüne kadar dışarıya ödediğimiz bedeli hesaplayın!

"Benzin unutulmuş, biz de o yüzden seri üretime geçemedik. Proje yattı... Hay aksi!"

*

Ne kadar da inandırıcı!

Milleti keriz yerine koymanın bundan güzel örneği bulunmaz.

Hani örnek otomobiller yapılamamış olsa, biraz olsun aklımız erecek.

Tamam diyeceğiz, yapamamışlar, olmamış, fikir güzelmiş ama gerçekleşememiş...

Öyle değil ki...

*

Belli ki birşeyler döndü Ankara'da.

Kimler ne şekilde baskı yaptı?

Kimler nereden ve ne kadar rüşvet aldı; rüşvetin yanında tehdit de var mıydı?

Aşkla şevkle girişilen proje niye fiyasko ile sonuçlandı?

Kimin eli kimin cebindeydi?

Bunları ne zaman öğreneceğiz; yok mu gerçeği açıklayacak bir babayiğit?

*

Şimdi yine benzer teranelerle karşı karşıyayız.

Başbakan Erdoğan yerli otomobil üretelim diyor, sanayicilerimiz ikiye bölünüyor.

Pahalıya mal olurmuş! Bak sen!

Öyleyse diğer ülkeler niye o tür bir endişeye düşmedi de inatla kendi markalarını üretti?

Ahmak mı o adamlar, neden zarara girmeyi göze alıyorlar?

Yerli otomobil pahalıya mal olur, dışarıdan alalım... Yerli buğday pahalıya mal olur, dışarıdan alalım... Yerli damat da pahalıya mal oluyor, onu da dışarıdan alın!

*

Efendiler! Yerli otomobil üretmemiz şart! Hem de eski değil, yeni teknolojiyle.

Elektriklisinden, güneş enerjilisinden... Mümkünse tek kalem pille veya suyla çalışanından...

"Yu astıronot, ay gaz" diye reklâm çekmek kolay; iyi de fikir ama bu tam züğürt tesellisi.

Çünkü gerçekte uzayda olan, o şaşkın rolündeki astronotlar.

Şecaat arzederken, merd-i kıpti sirkatin söylermiş, yapılan iş ondan gram farklı değil.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Şeker Arşivi